Geçtiğimiz hafta 29. Ahilik Haftası’nı çeşitli etkinliklerle kutladık.

Geçtiğimiz hafta 29. Ahilik Haftası’nı çeşitli etkinliklerle kutladık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, ile Kırşehirli olan Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ve Kırşehirli olan Sayıştay Başkan Recai Akyel, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, HSYK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz, YSK Başkanı Sadi Güven de protokolde yer aldı.
Elbette bir ile devletimizin başı Cumhurbaşkanı’nın gelmesi son derece önemli. Çünkü Cumhurbaşkanı gittiği her ile verdiği vaad ve hizmetlerle biliniyor.
Bu nedenle Kırşehirliler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bağrına basmak için Ahi Meydanını doldurarak onun Kırşehir için vereceği ya da yapacağı açıklamaları bekliyordu.
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Kırşehir’e dair hiçbir söz vermedi. Sadece Kırşehir’in 15 yıl önceki gibi olmadığını, sürekli geliştiğini söyledi.
Oysa ben Cumhurbaşkanı’ndan Kırşehir’in kangrenleşen sorunlarının çözümleneceğine dair sözler vereceğini bekledim, durdum. Ama yanılmışım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kırşehir’i yönetenlere birebir bir şeyler söyleyip, talimatlar vermişse bilemem. Ama Ahi Meydanı’nda Kırşehir’e dair hiçbir vaadde bulunmaması benim gibi bütün Kırşehirlileri de üzmüştür.
Ama Kırşehir Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her Kırşehir ziyareti ile ülke gündemine oturuyor.
Hatırlatmak gerekirse Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen yılki Kırşehir mitingini hayatının en güzel mitingi olarak değerlendirince günlerce basın-yayında haber olmuştu.
Bu kez de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ahi Evran Üniversitesi Rektörlüğü’nde yaptığı konuşma ile Türkiye gündeminde…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını yargı mensuplarının alkışlaması muhalefetin tepkisine neden oldu. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kırşehir konuşması kaç gün daha tartışılacak bilemem.
Ayrıca Vali Necati Şentürk’ün Ahi Meydanı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Hatiplerin hatibi, yiğitlerin yiğidi, tüm sevgiler ve saygılar onun için” demesi de büyük yankı uyandırdı.
Tabi Kırşehir’in bu şekilde gündemde olmasını beklemiyorduk. Ama maalesef oluyor işte böyle… Nasıl anlarsanız anlayın işte!
Biz Kırşehir’in bu şekilde değil, aldığı yatırımlarla, hizmetlerle gündeme gelmesini isterdik.
Evet, bir Ahilik Bayramı daha böyle geldi, geçti. Kimilerine göre coşkulu, kimilerine göre sönük geçti. Herkes istediği gibi yorumlayabilir.
Kırşehir’deki etkinlikleri uzun uzadıya yazma gereği duymuyorum. Ama Kırşehir’in Ahilik Bayramı’ndan beklentilerini alamadığını, umutlarının boşa çıktığını söylemekte yarar vardır sanırım. Zira 50 yıldır Ahilik Bayramı’mızın içinde ve takipçisi oldum.
Kırşehir esnaf ve sanatkârı kendi bayramına her yıl olduğu gibi bu yıl da katılmadı, daha doğrusu katılamadı.
Çünkü esnaf bitmiş, tükenmiş kapısına kilit vurmak için gün sayıyor.
Bu arada bütün her şeyini, gecesini gündüzüne katarak, işini gücünü ihmal ederek, sağlığını hiçe sayarak, Kırşehir ve Kırşehirliler için koşturan, “Kırşehir” diyen, “esnafım” diyen, “sanatkârım” diyen, “ben hepinize kefilim” diyen, Ahilik Esnaf Bayramı’nın ev sahibi olan Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği Başkanı Bahamettin Öztürk’ün konuşturulmaması da bütün Kırşehirlileri üzdüğünü belirtmeden geçemeyeceğim.
Yine Cuma günkü Esnaf Korteji Yürüyüşü’ne baktım, üzülmemek elde değildi?
Kutlamaların ev sahibi olan ilin Valisi, Belediye Başkanı, milletvekilleri, bürokratların hiçbirisi bu kortejde yoktu. Nasıl olsunlar ki hepsi Cumhurbaşkanı’nı karşılamak için Ahi Stadı’ndaydı.
Peki neden aynı saatte Kortej Yürüyüşü yapılır? Protokolün Cumhurbaşkanı’nı karşılayacağı bilinirken, neden daha önceki bir saatte yapılmadı?
Bu korteji görenlerin ne kadar hayal kırıklığına uğradığını da gözümle gördüm ve yaşadım.
Ayrıca esnaf niye katılsın esnaf bayramına ki?
Malûmunuz Ahilik Haftası için milyonlarca liralık bir bütçe ayrıldığı bilinen bir gerçek. Kırşehir esnafı bu bütçeden ne kazandı ki?
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bu bütçeyi kendisi kullandı. Billboard reklamlarından tutun ki Ahi Pilavı’na kadar, çadır kurulmasından tutun da içilen suya kadar her şeyi Kırşehir esnafı yerine başka illerin esnafından aldılar. İhaleleri başkalarına yani taşeronlarına verdiler, Kırşehir esnafını küstürdüler. İşin içine biraz da siyaset girince zaten bitmiş, tükenmiş, para kazanamayan Kırşehir esnafı bir umutla işyerlerini açık tutmak zorunda kaldı boşu boşuna…
Kaldı ki Kırşehir esnafı niye katılsın ki Ahilik Bayramı’na?
Hatırlarsanız bundan birkaç yıl önce ülkemizi yönetenler “Hamdolsun kriz bize dokunmaz! Hamdolsun kriz bizi teğet geçecek! Hamdolsun iyiyiz!” diye mesajlar vermişlerdi.
Aradan yıllar geçti, ülkede pek çok fabrika, tesis teker teker kapılarına kilit vurdu. Sanayicisi, tüccarı, esnafı büyük sıkıntı çekti, çekiyor. Hatta bazıları intihar etmek zorunda kaldı.
Peki ne oldu?
Hamdoldu, hamdoldu ülke işsizlerle doldu.
Sanayisi olmayan sahipsiz Kırşehir tamamen yok oldu.
Türkiye krizden etkileniyor mu? Mali kriz teğet mi geçti? Soruları artık geride kaldı.
Küresel kriz teğet geçmedi, zamlarla birlikte deldi geçti.
Kırşehir esnafı, tüccarı, sanayicisi bitti. Yanında adam çalıştıracak durumu kalmadı.
Tüm bunlara rağmen “Hamdolsun iyiyiz!” diyenler de var ne yazık ki…
Şükretmek elbette güzel bir şey ama, dua ile karın doymuyor ki!..
Seçim zamanları dağıtılan kömür, makarna, kuru fasulye, nohut, mercimek, zeytin, bedava ekmek de sorunları çözmüyor.
Bu fukaralık zincirini kırabilmemiz için bütçe açığını kapatmaya, borçlarımızdan kurtulmaya o kadar çok ihtiyacımız var ki…
En önemlisi, tükettiğimizden çok üretmeliyiz.
Ufukta böyle bir ümit ışığı var mı, hayır yok!
Çünkü milleti çalışmaya değil, sadaka ekonomisine alıştırdılar. Toplumu bu hale getirdiler oy uğruna.
Halkla konuşurken, bir dokunup bin ah işitiyoruz.
İşçi hayatından memnun mu, değil.
Çiftçi memnun mu, değil.
Ya memur, işçi, emekli?
Hepsi şikâyetçi.
Ya esnaf?
Memnun olana rastlamadık.
İşsiz sayısı artıyor.
Peki ne olacak, nereye gideceğiz böyle?
Demek ki biz ızdırap çekmekten hoşlanan bir milletiz.
Bırakın bütün ülkeyi.
Kırşehir’e bakınız!..
Binlerce insan sabahtan akşama kadar sokaklarda boş boş dolaşıyor.
Kırşehirliler aşevlerinde, belediyenin ucuz ekmek kuyruğunda mı bekler miydi? Bekliyorlar şimdi ne yazık ki!
Bu millet bunlara lâyık mı bilemiyoruz, ama her şey oy uğruna değil mi?
Kırşehir tarihinde hiçbir dönemi böyle bir şey olmamıştır.
Kırşehir’de insanlar eskiden yoksulluklarını gizlerler, namerde muhtaç olmadıklarını etrafı gösterirlerdi. Onurları, gururları vardı. Yavan ekmeği suya batırıp yerler yine de böyle şeyler yapmazlardı.
Ama bugün ne hikmetse, insanlar onurlarını ayaklar altına alarak, yoksulluklarını afişe ederek sabah belediye fırınının önünde kuyruk, öğle ve akşam aşevleri önünde kuyruk.
Bu millet gerçekten bunlara layık mı bilemiyoruz.
Biz layık olmadıklarını düşünüyoruz ama, onlar demek ki böyle muamele görmeye alışmışlar veya alıştırılmışlar.
Ne diyelim; Allah ülkemizi, devletimizi, bu onurlu milleti yoksulluktan kurtarsın.
Evet bir Ahilik Haftası da böyle geldi, geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan belki meydanda Kırşehir’e dair sözler vermedi. Ama ben bu dönem Milletvekilleri Mikâil Arslan ve Salih Çetinkaya ile Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin çaba ve girişimleriyle önemli yatırımlar alacağına ve kangrenleşen sorunlarının çözümleneceği inancındayım ve bu inancamı sonuna kadar koruyacağım.
Başka söze gerek var mı?