Kırşehir şantiyeye döndü. Her tarafta altyapı çalışmaları var.

Kırşehir şantiyeye döndü. Her tarafta altyapı çalışmaları var. Bir yandan kanalizasyon, bir yandan içme suyu, bir yandan da jeotermal hatları yenileniyor. Ana caddelerde, ara sokaklarda kazılmamış yer yok. Trafik dersen içinden çıkılmaz halde. Bir yerden bir yere aracınızla gitmeniz için akla karayı seçiyorsunuz. Biraz sabır diyoruz, ama artık sabır da kalmadı insanlarda.
Sular kesik, insanlar şu yaz günü büyük sıkıntı yaşıyor. Biz de sabır kalmadı ama elimizden gelen bir şey de yok.
Kırşehir’de bu kadar karışıklık ve sıkıntı var, ülkemin hali hiç te iç açıcı değil.
Bir siyasi partinin iktidara talip olurken dayanak seçtiği veya yardım talep ettiği gayri resmi gurupların otorite paylaşımı veya kendi çıkarına taleplerinin karşılanmadığı andan itibaren neler yapabileceği, Ak Parti devresinde açık ve net olarak görülmüştür.
İtibar yitirme ve çekişmelerin Türkiye Cumhuriyeti’ni, uluslararası boyutlara taşıyan bir olumsuzluk ortamına sürüklemiştir. Başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin göz bebeği ve tek güvencesi bir kurumun başında bulunan bir komutana, çete reisi dedirten bir yapının ağına nasıl düştüğüne geçen zaman içerisinde hepimiz gördük.
Türkiye’nin her tarafında define arar gibi silah ve mühimmat ararken, hükümetin içine sızan ve hatta Başbakana danışmanlık yapan kimselerin, gelişen olaylar hakkında yanlış bilgi vermesi ayrı bir vahamettir.
Yalnız seçimlerde paralel yapının AK Parti’ye nasıl destek olduğu ve büyük farkla seçim kazanması bu örgüt tarafından sağlandığı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Ama o zaman dostlardı, ortak çıkarlar söz konusu idi. Nerdeyse orduya karşı cephe almış bir gurubun toplumu ikiye bölmesine ramak kalırken, devlet sistemine bekçilik eden hiç bir yetkili ve kurumun olaylara müdahale etmeyişi, bahsedilen yapının devletin kilit noktalarına kadar sızdığını gösterir. Ağız birliği ile askeriyeye ağza alınmayacak küfürler ederken hedef aynıydı. Şimdi keser döndü sap döndü, paylaşımda hesap döndü.
Son zamanlarda Ak Parti sözcülerinin ifadeleri, görevlerini yapmadıklarının suç delilleridir. Her türlü yasa dışı yolların denenerek çok önemli mevkilere geldikleri, hükümet hariç herkes tarafından bilinen gerçeklerdir.
Sınav sorularının çalınarak yüksekokulların yolları açılıp, köşe taşlarının oluşturulması AK Parti iktidarı zamanında hız kazanarak kerteye dayanmasına destek sağlayanlarda yine AK Parti´nin icraatıdır. Bilhassa yargı organları ve emniyet teşkilatları kontrol altına alınmaya çalışılmış ve bir nebzede başarılı olmuş sayılır. Paralel yapı olarak adlandırılan örgütün şefinin bir ifadesi vardı.
Köşe başlarını tutmak için her türlü yol ve yöntem mubahtır diye mesajını verdiği paralel yapı devletin çöküşünü çabuklaştırmak için sahte delillerle faaliyetlerini sürdürürken, fakat nedense o verilen mesajları görmezden gelen partililer iktidar olduktan sonra saygılılar zinciri oluşturarak ülkesini terk eden şahsın Pensilvanya’daki kapısında zaman zaman el öpme sırasına girmişler ve biatlerinin devam ettiğini göstermişlerdir.
Başbakan bizzat itiraf etti, “ne istediler de vermedik” diye. Acaba verilen tavizlerin yetersiz olduğu mesajını mı aldı ki itirafa mecbur kaldı. Veya verilen tavizlerin sonunun gelmeyeceği kanısına mı vardı. Paralel yapı diye adlandırılan eski dostun bizzat isim olarak seçtirdiği şahısları milletvekili olarak meclise sokan siyasi hata bayağı bir gecikmeyle anlaşıldı.
Cumhuriyet devrinin Menderes’ten sonra en büyük halk desteği ile iktidara gelen AK Partisi, tek sesli parti başkanlığı sultasının ne kadar tehlikeli olduğunun anlaşılmasına rağmen şakşakçı gurubun makam kapma beklentisi, seçim yasalarını onaylama problemi yaşamaktadır.
Eski Başbakan yeni Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, itiraf ettiği, “ne istediler de vermedik” sözlerinin içini doldurması ve halktan özür dilemesi lazımdır. “Evet, beni de yanılttılar ve şu şu ödünleri verdik” demesi lazımdı. Bu itiraf kendisini küçültmez bilhassa takdir alır, daha fazla itimat sağlardı. Geçmişte ordu komutanları, tarikatın eline geçen büyük holdinglerden yiyecek ve levazım malzemeleri almayı yasaklamışlardı bu uyarıları neden yaptığı anlaşıldı mı acaba?
Paralel yapı olarak adlandırılan gurubun, kendisine engel olarak gördüğü TSK´yi ekarte etmek maksadıyla kurulan kumpasların ABD ile müşterek yürüttüğünü bilmeyen var mıdır acaba?
Sayın Erdoğan’ın seçilmeden önce elinde valiziyle ülke ülke gezerken önüne konan her teklife evet diyeceği mesajını vermişti, hani AB bizi hemencecik birliğe kabul edeceklerdi, eh tecrübe ve deney kolay kolay elde edilmiyormuş.
Fethullah Gülen’i de öyle kolay vereceğe benzemiyor kadim dostumuz ve de vermez onu kendisi bütün sırlarıyla arazi eder aynı Bin Ladin ve Saddam gibi F.G hoca (ne hocası ise ) ABD´nin Ortadoğu projesi için kullandığı faktörlerden veya piyonlardan birisidir.
Deşifre olmayan belki daha ne projeleri vardır. Değişik ülkelerde Türk okulları adı altında ve İngilizce eğitim veren kurumları, ABD propagandası olarak CIA kanalıyla finansa ettiği söylentileri var, doğruluk derecesi tartışılabilir.
Karamsar bir çizgi çizmek istemiyorum, yalnız ülkeye geçmiş olsun Humeyni usulü bir devrimin eşiğinde döndük, Gülen hoca halife olarak Türkiye’ye dönmeyi artık mahşere kadar göremez ve genç politikacılara ders olsun. Atatürk tarikatlara karşı açtığı savaşın ehemmiyeti ve önemi bir kere daha anlaşılmış oldu Gülen’den Allah razı olsun.
Bazı şeri hareketlerin hayırlı işlere de vesile olabileceği görülmüş oldu. Yalnız şu ayakkabı kutularında çıkan dolarlar temizlenemiyor, bir daha kutuya girmesine bundan sonra mani olunsun. Elin pekte temiz olmayan parasına ayak kokusu sindirmeyelim. Hani o yakalanan paraları paralel yapı koydu idi sizin değildi, neden paraları hemencecik aldınız hem de biriken faizi ile birlikte?
Yazıklar olsun benim gibi zekâ özürlülere, hemencecik her söylenene kanıveriyoruz. Bizim politikacılarımız, Japon siyaset adamlarından daha mı haysiyetsiz. İntihar edin demiyoruz, bulunduğunuz yeri bari işgal ve meşgul etmeyiniz lütfen.