Kırşehir halkı bir bayramı daha toz ve duman içerisinde, hendek atlayışı yarışlarıyla geçirdi. Şehir içi tadilatları ya gece yapılır, ya da kışın veya güzün yapılır.

Kırşehir halkı bir bayramı daha toz ve duman içerisinde, hendek atlayışı yarışlarıyla geçirdi. Şehir içi tadilatları ya gece yapılır, ya da kışın veya güzün yapılır. Yaz sezonunda ticaret yapan esnafları mağdur ederek caddeler köstebek yuvasına çevrilmez veya biten yerler hemen asfaltlanır ki toz duman olmasın diye.
Asfaltlanır diyorum, taş kaplanır demiyorum. Tabi bu işi bilenler elbette en iyisini yapmaya çalışır. Eğer çalıştırmaya elverişli elamanı varsa. Var olduğu ana su boruları değişirken görülüyor. Ana caddelere döşenen ana hatlardan tali caddelere ayrılan hatlara saht ve vana konmadığı sürece ve usulüne göre döşenmeyen hatlar devamlı arıza yapar ve patlar. Şehrimizin işlerini ilgililere bırakarak, etrafımızda gelişen olaylara bir göz atalım.
Emperyalizmi zamanımızda pek bilmeyen yoktur. Emperyalizmin uygulaması, devletlerin oluşmaya başladığı zamandan beri vardır. Fakat Fransa’nın Napolyon devriminden sonra açık açık telaffuz edilmeye başlamasıyla değerlendirme ve sınıflandırmada başlamıştır. Emperyalist ülke sömürü ve egemenliğini idame ettirmek için her yolu kendisine mubah sayar.
Ülke istila etmek, katliam yapmak, adam öldürmek bunlar için pek suç sayılmaz ve hatta işledikleri suçları yüklenmesi için paravan örgütler kurarak onlara yaptırır. Kapitalizm veya komünizm olsun her iki sistemde kendi alt yapısıyla varlıklarını sürdürür.
Rusya’nın dağılma sebeplerinden bir tanesi belki en önemlisi, alt sömürü tabakasını iyi kontrol edemeyişi. Lükse yönelen ve zamanla daha fazla tüketime harcanan emeğin karşılığının günlük harcamalara yetmeyişi, dinlenme ve toparlanma devresine sokmuştur Rusya’yı.
Coğrafi rekabet iki kutup arasında kıyasıya yarışırken, kitlelerin imhası ve gelişimini önlemek için üretilen silahların pazarında bir paylaşım görülüyor güçler arasında. Herkes kendi masasını en iyi şekilde kullanmak ister. Kapitalist veya emperyalist ülkeler, toplum karışıklığını ülkelerinde uzak tutmak için gelişmekte olan ülkelerin etrafında konuşlandırmasının sebebi, kendisine rakip yaratmamaktır.
İşte 30-40 yıldır Türkiye’nin önünü kesmek için Türkiye’nin içinde bulunduğu Ortadoğu projesi adı altında katliamlar bunun için yapılmaktadır. Birinci dünya harbini kaybetmenin ezikliği içerisinde, İngiliz parlamentosunda kendisini savunmaya çalışan bir bakan, üzüntü ve ağlamaklı ifadeyle (birkaç asırda bir kahraman devlet adamı çıkar, bu yüzyılda da Türkiye’de çıktı Mustafa Kemal, bizim başarısız olmamız ve savaşı kaybetmemizin sebebi) diyerek kendisini savunmaya çalıştı. İngiliz bakanın dediği gibi birkaç yüzyılda değil, aynı yüzyılın içerisinde birkaç tane cesur ve kararlı devlet adamı çıkabiliyormuş Recep Tayyip Erdoğan.
Çin’de toplanan gelişmiş ve gelişmekte olan devletlerin başkanları arasında Türkiye Reisicumhuruna gösterilen ilgi ve alaka bunu gösteriyor. Bilhassa ABD´li Obama’nın mahcubiyeti yüzüne vururken ve Putin’le Erdoğan’ın sohbetini uzaktan izlerken belki başkanlığı döneminde en büyük ezikliğini yaşıyordu.
Ortadoğu’da oynanmak istenen oyuna sokulan çomağın rahatsızlığını yaşayan Coni, çaresizliğinin açısını saklamaya çalışsa da açıkça mimiklerine yansıyordu. Irak’ın işgali sırasında T.B.M.M´ de geçirilemeyen veya geçirtemeyen Coni tezkere olayını hiç unutamadı, büyük sermaye sahipleri vasıtasıyla hükümet üzerinde bir baskı oluşturmaya çalıştı. Başarılı olamayınca intikam peşine düşen Coni çuval olayı ile işe koyuldu ve aynı zamanda Türkiye aleyhine çalışan terör guruplarını açıktan desteklemeye başladı. Türkiye’nin sınır ötesi harekâtlarını, kurduğu Feto gurubuyla şimdiye kadar önlemeye çalışsa da başarılı olamayınca paravan örgütleri açıktan destekleyerek Türk askerinin başarısına bir ortakçı sokma gayreti içerisine girdi. Fakat itaatte kusur etmeyen beslemelerini, darbeye teşebbüs aşamasında, dökme suyla kuyunun dolmayacağını ve şartlar ne olursa olsun yine bir değil birkaç kahramanı çıkaracak Türkiye’yi ve Türk vatandaşını öğrenmiş oldu. Din adamı kisvesi altında yıllarca desteklediği vatan hainlerini kucağına oturtarak güya kendi aklınca kendisine bağlı ve kontrolü altında yeni bir din, ılımlı İslam yaratmaya çalıştı. Bu gafletini örtbas etme düşüncesi ABD için büyük bir yenilginin hezeyanı gibi görünmüyor mu?
Dünya işi böyledir, büyük balıkta çok, küçük balıkta çok. Herkes kendi geleceğini ve kendi savunmasını kendisi geliştirecek. Onun bunun arkasına takılarak, kör ocağın maşası olmak herkesin kendi tercihi. Ama her hangi bir şekilde acısıyla tatlısıyla yaşam devam ediyor. Fani dünyanın penceresinde kimisi manzara seyrederek ömrünü tamamlar kimisi de kan seyrederek ömrünü tamamlar. Bütün okuyucuların kurban bayramını kutlar daha nice bayramlar görmelerini dilerim. Bayram dolayısıyla yine yollar kan gölü olmasın, taziye çadırı kültürü geliştirmeyelim.