ABDAL USTANIN SAZI (Muharrem Ertaş İçin) Sen saza vurunca Kar yağar bir yanıma Bir yanım çepçevre bahar Toplar çadırını ay ışığında Ak saçlı koca bir yörük Gider diyar diyar Sen saza vurunca Bir kuş kalkar kayalıktan Kanatları üç kulaç Nefesi harman savurur Su yoluna düşer gölgesi Kolçaklı gelinler birden yorulur Sen saza vurunca lşır dağların öte yüzü Eşkiyalar görünür ayan beyan Elleri böğründe düze inerler Tütünden sararmış gür bıyıklarıyla Bunca yaşadıklarına pişman Sen saza vurunca Yekinir bulutlar avşar elinden Yaylalar bir duman bir duman Peşinde yâd avcı bir yorgun turna Sana selam söyler son nefesinde Koç Köroğlu’ndan, Dadaloğlu’ndan Sen saza vurunca Sulara şavkı düşer ayın Yeğnilir Ferhat'ın elinde kazma Birden göklere çekilir şirin Dağ bir yana devrilir Ferhat bir yana Sen saza vurunca Türküler ayağa kalkar Hep bozlak kesilir yazı yaban Yüreğine sağlık abdal pirim Sesin kubbemizde yankılanacak Döndükçe kahbe devran Bayram Bilge TOKEL