Borçlu bir Belediye devralan Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nun göreve geldikten sonra bırakın yeni yatırım yapıp, vaadlerini gerçekleştirmeyi, bin 250’ye yakın çalışanın maaşlarını bile ödeyemeyeceği söyleniyordu.
Ama Ekicioğlu herkesi hayal kırıklığına uğrattı bence.
İller Bankası’ndan her ay 6-7 milyon lira pay alan Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, göreve geldiği günden bu yana 100 milyon liradan fazla borcunu ödediğini,  çalışanların her ay 7 milyon liradan fazla tutan maaş ve SGK primlerini tıkır tıkır ödediğini, diğer yandan hem vaadlerini, hem de projelerini tek tek hayata geçirdiğini gözlemliyoruz.
Pandemiden her sektör gibi Belediye’nin de etkilendiği ortadayken, Başkan Ekicioğlu, Müftülük civarını modern bir görüntüye kavuşturdu, Maşaderesi bölgesinde de çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor.
Sabah, akşam buradaki çalışmaları yakından takip eden, bölge esnafının talepleri doğrultusunda hazırladığı projeyi hayata geçirirken, birileriyle sohbet ediyor Başkan Ekicioğlu…
Bir vatandaş soruyor Başkan Ekicioğlu‘na:
“Başkanım buraya kaç lira harcadınız?”
Başkan Ekicioğlu “6 milyon iyi mi?” diyor ve soruya soruyla karşılık veriyor.
Vatandaş, bir yapılan işe bakıyor, bir de maliyete, 6 milyon liranın normal olduğunu söylüyor.
Başkan Ekicioğlu gülüyor ve “Biz göreve geldikten sonra ilk kez bir projemizi ihaleye çıktık ve burayı bir firma kazandı. Müftülük Caddesi’nin sadece yolunun asfaltını yaptık. Müteahhit firma hem Müftülük Caddesi’nin, hem de Maşaderesi’nin kaldırım, tretuvar, altyapı ve diğer çalışmalarını 630 bin + KDV’ye yapıyor” diye karşılık verince sohbet ettiği hemşehrilerinin ağzı açık kalıyor.
İşte Başkan Ekicioğlu bu…
İnce eleyip sık dokumak, Belediye’nin her kuruşunu yerli yerince ve tasarruf ederek bir kenara koyup, yatırıma dönüştürmek bu olsa gerek…
Yine yıllardır Kırşehir’de mahrum bırakılan bölgeler de Başkan Ekicioğlu ile birlikte nihayet hatırlandı. 
Şehir merkezindeki Burhan Ulutan Caddesi ile Basın Anıtı’ndan Kılıççı Köprüsü’ne çıkan bulvarda Kırşehir’e yakışır bir konuma getiren Başkan Ekicioğlu bu yıl 60 milyon liralık bir yatırım yapacaklarını açıkladı.
Aşıkpaşa Mahallesi başta olmak üzere şehrin muhtelif cadde ve sokaklarında kilit parke çalışmaları devam ediyor.
Ne diyelim Başkan Ekicioğlu’na, doğru bildiğin yolda ilerlemeye devam…

***
Çiftçiye mutlaka sahip çıkılmalı

Kırşehir ve yöresinde Nisan ve Mayıs ayında beklenen yağmurun yağmaması çekili alanların kurumasına, dolayısıyla çiftçilerin büyük zarara uğramasına neden oldu.
Birkaç haftadır yağmur yağdı, yağacak diye gözünü gökyüzüne çeviren çiftçilerimizin bütün beklentileri boşa çıktı. Çiftçiyi pandemiden sonra şimdi de kuraklık vurdu.
Bu saatten sonra yağmur yağsa da olur, yağmasa da…
Bir zamanlar “tarım ülkesi” olarak bilinen Türkiye, şimdi gerek yanlış politikalar, gerekse küresel ısınma dolayısıyla ithal eder duruma geldi. 
Kırşehir’deki çiftçi ne yapsın, son yıllarda yaşanan kuraklığa ve maliyetteki girdilerin yüksekliğine rağmen tarlası ekip, dikti. Toprak susuz kaldığı için hastalık başladı, böceklenme oldu. Bazıları ilaçlama da yapamadı, devletten beklediği desteği alamadı. Şimdi umudu Allah’a kaldı.
Türkiye’de son dönemlerin en kurak yılının yaşanması en çok da tarım sektörünü olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle yağış mevsiminde yeterli yağışların olmaması çiftçilerin ürünlerini geç ekmesine, ekilen ürünlerin de filizlenmemesine neden oldu. Çiftçiler hem kuraklıktan hem de devletin destek olmamasından dert yanıyor.
Yağışların beklenenden az olması meteorolojik kuraklığa, baraj göllerinin azalması  tarım ürünlerinin zarar görmesi ise tarımsal kuraklığa yol açıyor. 
Kırşehir Ziraat Odası Başkanı Sinan Purcu, çiftçilerin kan ağladığını söylerken, arpa ve nohut ekili alanların yüzde 90’ının kuruduğunu, çiftçilerin bir yıllarının heba olduğunu ve büyük zarara uğradıklarını ifade ediyor.
Kırşehir ve yöresindeki çiftçilerin bütün ekonomik sıkıntılara göğüs gerdiklerini ve borçlanarak yeniden tarlalarını ektiklerini, ancak kuraklık nedeniyle büyük zarara uğradıklarına vurgu yapan Başkan Sinan Purcu, devletin çiftçiye lafla değil, icraatla mutlaka ama mutlaka en kısa sürede destek vermesi gerektiğini üstüne basa basa söylüyor.
    Evet, ilimiz genelinde yaşanan kuraklık ekili alanlara büyük zarar verdi, çiftçilerimizi de adeta derinden sarstı.  
Yaşanan kuraklık; üretim sezonunda harcanan emeğin, kullanılan tohumun, atılan gübrenin ve ilacın karşılıksız kalmasına neden oldu. Bu durum üretim maliyetlerini de artıracağı ortada. 
Ekili alanlar tamamen kurumuş, biçerdöğer biçemeyecek, neredeyse bir çakmak çakılsa  kül olup gidecek. 
Yazık oldu çiftçilerimize. 
Bir yıllık alın terlerinin karşılığını alamadıklarına mı yansınlar, yokluk ve sıkıntı içinde, borçlanarak ektikleri üründen büyük zarar ettiklerine mi yansınlar. 
Çok zor bir süreç. Devletimiz çiftçilerimizin mağduriyetinin telafi edilmesi için kuraklıktan zarar gören çiftçilere dekar başına nakdi hibe kuraklık desteği vermeli. Hatta tohum, gübre, ilaç ve mazot desteği vermeli ki çiftçimiz yeni yıla hazırlık yapabilsin. Yoksa tarlasını ekecek durumu yok. 

***
Sevdiğim bir söz

“Her gün yaşadıklarınızdan mutlu olmakla cesareti geliştiremezsiniz. Bunu ancak zorlukların ve engellerin arasından başarıyla sıyrılarak yapabilirsiniz.”
Barbara Angelis

***

Biraz da gülelim!

Bencillik

Kızın biri yeni aldığı bisikletiyle okula geliyor ve okulun bahçesindeki bisiklet parkına henüz kilit almadığı için öylece bırakıyor...
Derslerin bitiminde eve gitmek için bisikletinin yanına gelince bisikletinin yerinde olmadığı görüyor ve çok sinirleniyor.
Ertesi sabah okula geldiğinde bisikletini üzerinde bir notla bir gün önce bıraktığı yerde buluyor.
Üzerindeki notta:
“Çok özür dilerim ama bisikletine gerçekten ihtiyacım vardı. Aldıktan iki Saat sonra geri getirdim ama sanırım çıkışına yetişemedim, çok üzgünüm, anlayışın içinde teşekkürler.”
Kız bu olay üzerine doğruca bir bisikletçiye gidiyor ve beş tane kilit alarak okula döner. Bisikletini iyice kilitleyip beş farklı anahtarla derse giriyor ve olayı arkadaşlarına anlatıyor. Ders bitiminde beş kilit taktığını anlattığı arkadaşlarıyla beraber bisikletini almaya gittiğinde şok oluyor. Bisikletinin üzerinde on tane kilit ve birde not var.
“Eğer ben acil olduğu zaman kullanamayacaksam sen hiç kullanamayacaksın!”