Bugünün yaşlıları hakkında yapılan gözlemler, gelecekteki yaşlanma modeli hakkında çok az şey söylüyor. Yaşlı insanların durumu ve esenliği son yıllarda pek çok açıdan iyileşmiştir. Aynı yaştaki kadın ve erkekler her alanda çok büyük farklılıklar gösteriyor ve tipik bir emekli veya yaşlı yok.

İnsanın yaşlanması büyük ölçüde şekillenebilir ve yaşlılar ve çok yaşlılar için kullanılmayan önemli fırsatlar vardır. Yaşlılıkla ilgili olumsuz ve yanlış imajlar, yaşlıların yaşam durumunu ve hayata karşı tutumunu olumsuz etkiler, yaşlıların toplumumuzda daha düşük bir statüye sahip olmasına katkıda bulunur.

Yaşlılıkta belirginleşen aktiflik, yaşlıların toplum, ekonomi ve siyasette etkilerini ortaya koydukları çeşitli alanlara yansır. Yeni yaşlı nesillerin artan aktivitelerinden dolayı yaşlanma kavramı son zamanlarda literatürde ve kamuoyunda geniş bir şekilde tartışılmaktadır. Yaşlanmanın olumlu gelişme şansı ilk kez 1980'li yıllarda Amerikalı bilim insanları Rowe ve Kahn tarafından sosyolojik bilimsel bakış açısıyla incelenmiştir. Rowe ve Kahn, günümüzde yaygın olarak kullanılan "başarılı yaşlanma" terimini ortaya atmıştır.

Gerontolojide ve kamuoyunda yaşa uygun ürünlerin potansiyelinin yüksek olduğu tartışmalarında defalarca vurgulanırken, Türkiye’de şirketlerde demografik değişim farkındalığını ele alan hiçbir çalışma bulunmamaktadır. Bunun için 2023’te “Türk Şirketlerinde Demografik Farkındalık” konusunu inceleyeceğim bir araştırma projesinin planlama aşamasının sonlarına yaklaştım.

Yine devletten ve üniversiteden maddi bir destek görmeden yapacağıma inandığım araştırmaya, Gönüllü Sponsorlar aramıyorum dersem, doğruyu söylememiş olurum (😊). Daha uzun yaşam beklentisi ekonomimiz için büyük bir fırsattır. Bundan faydalanacak şirketler acaba sponsorumuz olmak ister mi?

Şirketlerin yöneticileriyle konuştuğumuz zaman, onların da büyük bir çoğunluğu, ürün yelpazesini demografik yönlere göre düzenlemeyi önemli buluyorlar, ancak yaşa uygun ürünler sunma fikriyle gerçekten ilgilenen şirketlerin sayısı bir elin parmak sayısını geçmez.

Hazıra konma geleneğinden mustarip bir toplum olduğumuzu göz önüne alarak, yine piyanoyu taşıma bize, notaları taşıma başkasına nasip olacaktır. Baltayı biz sallarken, onlar ıhh çekmekle yetiniyor. Bir dostumun deyimiyle “Elden bir şey gelmiyor, bu modeller böyle.” Fakat Gerontolog olarak bu “modellerden” bıktık ve artık yenilerini de yaratmak hevesiyle Gerontolojik çalışmalarımıza dört elle sarılıyoruz.

Yeni Gerontolog kuşağı gürül gürül geliyor. Yeni fikirleriyle ve inovatif çalışmalarıyla bizim çeyrek asırdır süregelen bayrak yarışımızı devam ettirecekler. Gerontologların devlet kadrolarında istihdam edilmemesine devam edilse bile, artık ok yaydan çıkmıştır. Özel sektör – istese de istemese de – Gerontologların bilgi ve tecrübelerine ihtiyacı olduğunu kavrayacaktır. Çünkü Durkheim’ın dediği gibi, “İnsan aklına güvenilmez”, ama “İnsanın para merakı” güvenilirdir ve bu merak, demografik yaşlanma sürecinde akla Gerontologları getirecektir.