Bir selamın, bir merhabanın ne kadar önemi var?
Günümüzde bütün bu değerleri kaybettik ne yazık ki!
Oysa ben hatırlıyorum da yıllar önce Kırşehir böyle miydi?
Kırşehir, tüccarı herkes bir araya gelir, Kırşehir için kafa yorarlardı.
Şimdi herkes kabına çekilmiş, benden sonrası tufan mantığında, günü kurtarmanın çabası içinde…
Severim iyi ve güzel sözleri, iyi ve güzel düşünenleri…
İşte aşağıda kim yazmış, nasıl yazmış, hangi duygular içinde kaleme almış bilmiyorum ama sizlerin de okumasını tavsiye ediyorum:
Ne güzeldir;
Dört gözle beklediğiniz bir haberin gelmesi.
Sabaha dek uyutmayan diş ağrısının dinmesi.
Yıllar sonra bir gün bir yerde, çocukluğunuzda annenizin sizin için yaptığı kurabiyelere rastlamak...
Yağmurdan sonra, açan güneş...
Buz gibi sokaktan sıcacık eve girmek...
Yorgunluktan bitmişken yatağa uzanmak...
Tutuğunuz takımın ezeli rakibini yenmesi...
Kızgın kumlarda uzun uzun yattıktan sonra bedeni denizin serinliğine bırakmak...
Sabahları kızarmış ekmek kokusuyla uyanmak...
Bir doktor muayenehanesinin kapısından, şüpheleri dağıtmış olarak sevinçle çıkmak...
Yaz sıcağında, bir öğle uykusunun mahmurluğunu, buz gibi bir dilim karpuzla atmak...
Bir bahçenin önünden geçerken duyduğunuz hanımeli kokusu...
Sabah uyanıp o gün tatil olduğunu hatırlamak...
"Artık bitti" derken sizi arayıvermesi...
Yaşlı ana babanızın, hala çaldığınız kapının arkasında ya da hattın öbür ucunda olması...
Fırından yeni çıkmış ekmeğin köşesi...
Bir köşede birbirine sarılmış uyuyan kedi yavruları...
Evinizden, pişmekte olan etli biber dolması kokusunun yayılması...
Soğuktan titrerken elinize tutuşturulan bir bardak çay...
Meteliksiz bir gününüzde, çoktandır giymediğiniz ceketinizin cebinden para çıkması...
Onunla ilk kez yalnız kalmak...
Uzun, sıcak bir yürüyüşten sonra karşınıza çıkan bir çınar altı.
Sabahtan beri ayağınızı vuran ayakkabıları çıkardığınız an...
Sudan bir sebeple küstüğünüz arkadaşınızla barışmanız...
Yıkanmış, ütülenmiş, mis gibi kokan yatak takımlarını koynunda uyumak...
Bir sandalın kenarına oturarak bacakları denize sallandırmak...
En sevdiğiniz yemeğin ilk lokmasını ağzınıza aldığınız an...
En önemlisi,
Nefes almak,
Konuşmak,
Duymak,
Yürümek,
Görmek,
Anlamak...
"Ne güzeldir"...
Ve ne güzeldir; arkadaşlarınızdan, sevdiklerinizden alacağınız sıcacık bir merhaba...
*ŞEVKET GÜNER