2022 yılına giriyoruz ya, tüm çalışan ücretlilerin maaşları, emeklilerin maaşları yeniden artırılarak düzenlenecek. Asgari ücret de her yıl yeniden belirlendiği için, içinde bulunduğumuz günlerde asgari ücret ne kadar olsun diye siyasi aktörler, iş çevreleri, sendikalar, yazar-çizerler televizyon kanallarında asgari ücretin ne kadar olması gerektiğini konuşup tartışıyorlar. Bu tür tartışmaları birkaç hafta daha sanki izleyeceğiz gibi…
Asgari ücret, emeği ile çalışan bir kişinin çalışma günü karşılığı ödenen ve yiyecek, kira, giyim, sağlık harcamaları, ulaşım giderleri ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün ekonomik koşullarına göre üst düzeyde karşılamaya yetecek miktar olarak tanımlanmaktadır.
Bugün 2820 liralık asgari ücretle zor şartlarda geçinmeye çalışan çok sayıda aile var. Asgari ücretliler 2820 lira ile çocuklarının eğitim giderlerini, ulaşım giderlerini, ısınma, elektrik, su giderlerini, giyim ve sağlık ile yiyecek giderlerini bir ay süreyle karşılıyorlar, şu pahalılıkta nasıl karşılanır o da belirsiz. 
Muhtemelen 2022 yılı için de net 3800 lira civarında olacak, çünkü enflasyon rakamları talimatla buna göre uyarlanmış gibi. Zaten devleti yönetenler ülkemizde yoksulluk, açlık, fakirlik sorunlarının ortadan kalktığını açıklarken, Avrupa ülkelerinin bizi kıskandığını ve Avrupa’da birçok ülkede rafların boş olduğunu bile söylediler.
Nedense asgari ücret hesaplamalarında çalışan hesaba katılır da onun aile bireyleri hesaba katılmaz. Çalışanın hangi bölgede ikamet ettiğine bakılmaz, üç kuruşluk asgari ücretten her nedense vergi kesintisi de yapılır. Bunların her biri ayrı ayrı çözüm bekleyen sorunlardır. Zira asgari ücret her yıl düşük bir miktar olarak belirlenir. 
Dört nüfuslu bir ailenin gıda, eğitim, sağlık, ulaşım, elektrik, su, doğalgaz, kira gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetmez. Bir de şu günümüz koşullarında tüm temel tüketim mallarına her gün zam üstüne zam yapıldığı düşünüldüğünde asgari ücretin ne kadar yetersiz olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Onu kâğıt üzerinde, toplantılar yaparak, yazıp çizerek belirleyenler veya kürsülerde mikrofon karşısına geçip nutuk atan siyasi aktörler değil de, asgari ücretle yaşayıp geçinmeye çalışanlar daha iyi anlar.
Asgari ücret; çalışanın kendisinin ve aile bireylerinin ülkenin ekonomik ve sosyal koşullarında yaşamını sürdürebilecek insan onuruna yakışır bir ücret olarak kabul edilir. Ancak ne yazık ki günümüz de pek de öyle değil maalesef. Asgari ücret bu şartlarda 5000 TL veya üzerinde bir rakam olması halinde birazcık olsun yaraya merhem olur, bunun altında verilecek her rakam yaşamın koşullarını zorlar, hatta temelden sarsar.
Ülkemizde başlı başına bir sorun olan düşük oranlı asgari ücret gibi çözüm bekleyen çok fazla mesele vardır. Her bir mesele bir sonraki yıla aktarılmış, biriktirilmiş ve çözüm beklemektedir. Bunu çözmekte milletten yetki alan siyasilere düşer. Ancak öyle de anlaşılıyor ki 19 senedir iktidarda olup milletin yaşamını doğrudan etkileyen olumsuz meseleleri çözemeyenlerin bu gün çözmesi mümkün değildir. Hatta şu kış günü “Kombilerinizi kısın evin ısısını düşürün tasarruf edersiniz” diye milletin aklıyla alay eden siyasilerle bu meseleler asla çözülmez. 
Hadi önümüzdeki haftalarda açıklanacak asgari ücret rakamlarını bekleyelim ve çıkan sonucu yeniden değerlendirelim.