Tartışmasız dünyadaki en değerli varlıklardır anneler… Her sene olduğu gibi bu sene de Mayıs ayının ikinci haftası Anneler Günü olarak kutlanıyor. 2025 yılında 11 Mayıs Pazar günü Anneler Günü olarak kutlanıyor. Peki, anneler günün tarihçesi nedir?
Dünya da annelere atfedilen bugün senenin farklı günlerinde, farklı ülkelerde farklı tarihlerde kutlanılıyor. Anneler günü bu sene 11 Mayısta kutlanacak. Türkiye’nin her şehrinde olduğu gibi Kırşehir’de de çeşitli hediyeler alınarak, anneler ziyaret edilerek kutlanıyor. Çiçek, parfüm, takı… Gibi özel hediyelerin alındığı bu günde Anneler Günü ne zaman ortaya çıktı?
Anneler Günü’nün tarihçesi nedir?
Anneler Günü aslında antik çağda çıktı. 20. Yüzyılın başlarından itibaren de popülerleşerek günümüze kadar geldi ve kutlamaya devam ediyor. Antik Yunan mitolojisinde annelere ve doğurganlığa adanmış tanrıçalar için festivaller düzenlenmekteydi. Bu sebeple Anneler Günü’nün Ortaçağ Avrupa’sında Anneler Pazarı olarak bilinen geleneğe dayandığı düşünülmekte.
Modern anlamda Anneler Günü tarihçesi ise şu şekilde:
Modern anlamda Anneler Günü’nün ortaya çıkışı ise 20. yüzyılın başlarına dayanıyor. Anna Jarvis isimli bir kadın, annesini kaybettikten sonra onun anısını yaşatmak için 1908 yılında anma etkinlikleri düzenledi. Bu etkinlik büyük ilgi gördü ve Anna Jarvis, Anneler Günü’nün ulusal bir gün olarak kabul edilmesi için çağrıda bulundu. Çağrısı karşılık buldu ve 1914 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson, her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar gününü resmi olarak Anneler Günü ilan etti.
Türkiye’de de her yıl büyük bir coşkuyla kutlanan Anneler Günü, annelere sevgimizi göstermenin en anlamlı yollarından biri. Çeşitli hediyeler alınarak, anneler ziyaret edilerek kutlanan bugün, aslında en değerli armağanın sevgi ve takdir olduğunu hatırlatıyor.
“Analar insandır, biz insanoğlu”
Ve “ Anneler Günü” resmi olarak bir güne bağlansa da şu unutulmamalı…
Annelik hayattaki en zor müessese. Neden mi? Annelik onun varlığını ilk öğrendiğin ve kendi karnında büyüttüğün o anda başlar. Hayatın “en yaşayan” hikayesi başlar. İlk öğrendiğin andan sonra evladının kitabını yazmaya başlarsın. Yazarsın, yazarsın… Kendini unutursun bu süreçte. Önceden kimdin? Nasıl biriydin, ne ve neler değerliydi... Bu hikaye de büyüyen sadece doğacak evladın olmaz. Sen onu öğrendiğinde anne olursun ve onunla büyürsün. Öğrenirsin. Hikayesi göbek bağınla senden ayrıldığında bitmez. Yeni bir sayfada devam eder. Annelik merhametin, sabrın, tek tüyüne kıyamadığın, her kokladığında mest olduğun ama asla değişmeyen o koşulsuz, salt ve sonsuz, beklentisiz sevgi ile onu bir ömür boyu sahiplenmektir. Evladını savunmasız, masum hali ile ömür boyu sahiplenmektir. Annelerin emek emek işleyerek büyüttüğü bizlerin onların kıymetini bilmesi, annelerin sayesinde hayat dediğimiz gerçeklikte var olduğumuzu unutmamalıyız. Annelerin de bu hayatta birer evlat olduklarını her şeyden öte bu tanımların dışında birer insan olduklarını unutmamalıyız. Ne demiş Neşet Ertaş “Analar insandır, biz insanoğlu.”





