Ali İzzet Özkan
Ali İzzet Özkan Adil Gülvahaboğlu Ozanlar diyarı, şairler memleketi Kırşehir… Nice şair ve ozanların çıktığı Kırşehir türkü ve bozlaklarımızın sesidir. Bugün burada Kırşehir’li olmayan ama yazdığı şiirlerde isim yapmış Ali İzzet Özkan’dan bahsedeceğim.
Ali İzzet Özkan
Adil Gülvahaboğlu
Ozanlar diyarı, şairler memleketi Kırşehir…
Nice şair ve ozanların çıktığı Kırşehir türkü ve bozlaklarımızın sesidir.
Bugün burada Kırşehir’li olmayan ama yazdığı şiirlerde isim yapmış Ali İzzet Özkan’dan bahsedeceğim.
Şarkışla'lı aşık Ali İzzet Özkan Cumhuriyet dönemi şairlerimizdendir. Aşık Veysel'in hemşehrisidir. Ayrıca Pir Sultan'ın ve de Hasan Hüseyin'in... Önemli halk ozanlarımızdandır. 1902 yılında Aşık Sabri'den saz dersleri almıştır. Ve... küçük yaşlarda bade içip aşık oldu. 22 yaşında Adana'ya giderek Çukurovalı aşıklarla atışmalar, karşılaşmalar yaptı. Uzun yıllar yurdumuzun çeşitli il ve ilçelerini dolaştı. Pek çok şiir söyledi 500’ü aşkın şiiri vardır.Şiirlerini bazı kitaplarında toplamıştır. Bazı şiirlerinin de bestesi vardır.
Bunlar arasında “Mühür Gözlüm, Şu Sazıma Bir Düzen Ver” adlı şiirleri meşhurdur.Ölümünden önce düzenlenen Konya Aşıkları Bayramı'na da katılmıştır.1981 yılında 79 yaşında ölmüştür.Gülhanım, Mahi, Kamer, Gülistan, Elmas adında beş kızı olmuştur.
Şiirlerinin bir bölümünü ''Mühür Gözlüm'' adlı kitapta toplamıştır. (1969) Bu kitabın ön sözünde şunları yazar:
Sanatkarlara karşı büyük ilgi göstererek daima onları takdir eden ve yardımcı olan, bu kitabımın baskısının yapılmasını lütfeden BÜYÜK DEVLET ADAMI SAYIN İSMET İNÖNÜ ile halk adamı sanatkar, şair BÜLENT ECEVİT'e teşekkürlerimi, saygılarımı bildiririm...'' Aşık Ali İzzet Özkan'ın 124 sayfalık Mühür Gözlüm adlı kitabından başka eserleri de vardır.
1) Anadolu Saz Şairi,
2) Güzelleme,
3) Türkün Sazından,
4) Teller de Muradını alsın,
5) Dert Büyük Kitap Küçük,
6) Şiirler,
7) Ali İzzet Ağlıyor,
8) Sürmeli,
9) Pir Sultan Abdal
''Yurdumuzun aşıkları daha çok iki yönde göze çarparlar: Sıkıntıları, dertleri, yoksullukları... şiirlerini toplumu topluma tanıtma vasıtası olarak kullanırlar. Bizim insanımız, genellikle tabiatla birlikte yaşadığı için ozanlarımız da insan ve doğayı birlikte sunarlar.
Türk halkı ozanları arasında, bu yüceliği, inceliği yaratanların başında gelenlerden biri de Aşık Ali İzzet Özkan'dır. Tabiatta ve onun bir parçası olan insan da bulunan incelikleri, kendi benliğinde duyarak en usta biçimde kalıplara döker ve şiirine kendi damgasını vurur. Bu üstün incelikli türküler kulaktan kulağa yayılır, dilden dile geçer ve her yerde söylenir.(A.G. Mühür Gözlüm'ün önsözü, 1969)
Bestelenen şiirleri Mühür Gözlüm, Yaktı Geçti,Şu Sazıma Bir Düzen Ver adlı besteleri en güzel örneklerdir.
Kan uykuda adlı şiiri yurdumuzun içinde bulunduğu durumu en güzel şekilde vermektedir:
Millet kan uykuda yurtta soygun var
Hırsız belli değil, iz belli değil
Her tarafta oylum oylum yangın var
Ateş belli değil köz belli değil
Sağlar can veriyor, ölüler vergi
Aslanlar şal giydi, tilkiler kürkü
Her şey pahalandı geçim ne zor ki
Çarşı belli değil, bez belli değil
(Akp iktidarını özetliyor)
....
1940’larda yazdığı Din nedir? başlıklı şiiri de laik ve demokratik düşünceyi vurgular:
Bir Allah'ı tanıyalım / ayrı gayrı bu din nedir?
Senlik benliği nedelim / Bu kavga döğüş nedir
Issız dünyayı doldurdu / Kendini kula bildirdi
Habil Kabil'i öldürdü/ Orta yerdeki kan nedir?
Mersiye şiiri de Kerbela faciasına, dramına dikkat çeker:
Hüseyin'in şehit düştüğü günler
Ağlasana ne duruyon gözlerim?
Ehlibeytten aktı bu ayda kanlar
Ağlasana ne duruyon gözlerim?
....
Gör ki lanet Yezit ne zulüm etti?
Şehribabn sır oldu nereye gitti?
Musa'yı Kazım'a kurşun akıttı
Ağlasana ne duruyon gözlerim?
Alçak Murat su vermedi çağlasın,
Kumlu çöller dile gelsin söylesin,
Ehlibeyti seven canlar ağlasın,
Ağlasana ne duruyon gözlerim?
Aşık Ali İzzet, şiirinin özünü,dokusunu Atatürk kültürüne dayar.Atatürk rönesansı O'nun şiir dünyasının mayasıdır.Vatan, millet, laik, demokratik düşünce, insan özü, doğa sevgisi harmanlanır.
Ahir zaman kahramanı Atatürk
Türkiye'nin hali yaman oldu, gel
Hain, hırsız ellerinde kaldı mülk
Kardaşlar kardaşa düşman oldu,gel
Asıl Türk evladı ceza görüyor
Hainin, hırsızın işi yürüyor
Kıtlık geldi, açlık hüküm sürüyor
Acı soğan, derde derman oldu,gel
Şeyhi şeytan, kendi şeytan çoğaldı
Hortladı istibdat, adalet noldu
Her şeye zam geldi, bir namaz kaldı
Yalancının sözü, iman oldu,gel /Mühür Gözlüm,S.35,1969/
Ah Gurbet Gurbet şiiri, Kemalettin Kamu'nun ''Gurbet'' şiirini anımsatır: ''Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde'' dizesinin geçtiği şiiri çağrıştırır.
Gece gurbet, gündüz gurbet,yıl gurbet,
Gurbet bana, ben gurbete alıştım:
Akşam ağıt, sabah ağıt ne hikmet?
Firkat bana, ben firkata alıştım.
Sazım bana yoldaş oldu geziyor,
Şu hasta gönlüme derman yazıyor,
Şad olduğum zaman yaram azıyor,
Mihnet bana ben mihnete alıştım.
Cefa bize düğün, bayram, dem gelir
Ya gülsem oynasam keder, gam gelir,
Derdim artar, günden güne zam gelir
Dertler bana, ben derde de alıştım.
..../Mühür Gözlüm,S.80,1969/
Şair, bu şiirinde dert, gam, keder, kasvet, minnet duygularından hareketle tasavvufi düşünceye yaklaşır. Şiirlerinin tümünde Anadolu duygu ve düşüncesi, doğası, ezası, cefası, Türk Milleti dile gelir, Atatürk gibi ölümsüz önder onun şiirinde yerini bulur.
Kasım,2013
(x)Yazarın Edebiyat Penceresi adlı eserinden