Bu kadarını da yapamazlar, şu da imkansız dediğimiz her şeyin bir sabah kalktığımızda fazlasıyla yapıldığını görüyoruz. Artık şaşırmayacağım bu olanlara diyoruz ama yine de hayretler içinde kalmaktan kendimizi alamıyoruz. Aklın almayacağı akla hayale gelmeyecek olaylar ard arda geliyor.
Yaşadıkça, şaşırdıkça, “bu kadarına da artık pes” dedikçe benim aklıma da deli deli sorular geliyor.
Deliliğin geçerli bir meleke olduğu böyle bir ortamda da elinizi vicdanınıza koyup, haksız mıyım, Allahınızı severseniz siz söyleyin.
* * *
Pazarda markette şeftali, kiraz, erik, patates, domates, soğan fiyatlarını kısaca bir kontrol ettim. Bugünkü ortalama fiyatlarla, şeftali 70 lira, kiraz 500-700 lira, erik 250 lira, patates 10 lira, domates 30 lira, soğan 10 lira. Bu fiyatlar nasıl oluşuyor, kim belirliyor, kim oynuyor rakamlarla anlamak mümkün değil. Soğuk aldıysa şeftaliyi de aldı, kirazı da, eriği de. Don olduysa her yerde oldu. Nakliyesi, depolaması, hepsinde aynı. Şeftali 70 lira oluyor da, erik 250, kiraz 700 lira nasıl oluyor? Patatesi, soğanı ek, çapala, sula, topla, getir 10 liraya, domatese yine aynı emekleri ver 30 liraya sat. Kirazı dalından topla getir, daha az zahmetle 70 katına sat. Yani bir kilo kiraz fiyatına 70 kilo, patates, soğan, 23 kilo domates alabilirsiniz. İnsaf yani 700 liraya kiraz olur mu? Valla oluyor işte. Kendi gözümle gördüm. Hatta kaç ayar diye şöyle elime alıp bir baktım. Sahte midir, Çin malı mıdır nedir, hiçbir yerine ayarını da yazmamışlar.
AKLIMDAKİ DELİ SORU: Bu kiraz üreticilerinin ve bu fiyatı belirleyenlerin diplomasını iptal ettirmek için nereye başvurmak lazım?
* * *
Bir Suriyeli kaçak yollardan Türkiye’ye girmiş ama yakalanmış. Hakkında “Sınır dışı kararı” verilse de bir yolunu bulup kaçmış. Bir süre kaçak yaşadıktan sonra bir kavgaya karışmış ve “Yurt dışına çıkış yasağı” verilerek serbest bırakılmış.
AKLIMDAKİ DELİ SORU: Şimdi bu Suriyeli, sınır dışı edilse yurt dışına çıkış yasağı var. Kalsa, sınır dışı kararı var. Ne yapacak peki? Türkiye-Suriye sınırına gidip bir ayağı Suriye’de, bir ayağı Türkiye’de, orada öylece bekleyecek mi?
* * *
Eskiden “Benzinlik” dediğimiz, Kayseri yolundan Kırşehir’e ayrılan üniversite hastanesi önündeki köprü ve kavşağı her gördüğümde sinirlerim tavan yapıyor. Bu hilkat garibesini kim düşündü ihaleye verdi, kim projesini çizdi, uyguladı, kim ne kadar kazandı da çehremizi bu kadar çirkinleştirdi?
AKLIMDAKİ DELİ SORU: Bu hilkat garibesi, o bölgedeki trafiği çözüp basitleştirdi mi ve o yapının hiçbir görselliği var mı? Allah’ını seven bana bunun mantıklı açıklamasını yapsın.
* * *
İtalya’da bir milletvekili parlamento kürsüsünde bir konudaki konuşmasını yaptıktan sonra, mecliste bulunan bir kadın milletvekiline kürsüden evlenme teklif ediyor.
AKLIMDAKİ DELİ SORU: Aynı durum bizim mecliste olsa ne olurdu sizce? Bence, evlenme teklifi AKP ve MHP oylarıyla reddedilirdi.
* * *
Cemeleli bir hemşerimiz, Ankara Keçiören’de bahçeli müstakil bir ev alıp taşınıyor. Bahçesi müsait olduğu için Cemele biberi yetiştirmek için fide getirip dikiyor. Fakat biber yetiştiğinde bir bakıyor ki, ince kabuklu, keyifli acılı, leziz mi leziz Cemele biberi yerine sıradan bir ürün ortaya çıkıyor. Ertesi yıl “Galiba bizim oranın toprağından” deyip, köye her gittiğinde arabasının bagajını toprak doldurup bahçeye seriyor. Yine Cemele biberi fidesini dikiyor ama sonuç yine aynı. “Bizim köyün suyundan mı acaba?” deyip ertesi yıl bidonlarla köyden Ankara’ya su taşıyor. Fakat yine sıradan bir biber yetişiyor. Hemşerimiz tabi, Cemele’nin etrafını saran dağların jeolojik yapısını, havasındaki demir, azot, çinko, kükürt, manganez oranlarını hesaplamadığı için sadece fide, toprakla, suyla olmayacağını anlıyor.
AKLIMDAKİ DELİ SORU: Cemeleli hemşerimiz tüm yolları denediği halde sonuç alamayınca ne yapıyor biliyor musunuz? Valla şeytanın aklına gelmez. Hasat mevsiminde 40-50 kilo köyden biber alıp getiriyor, dikfirize koyup, bir kış yiyor. Kimin aklına gelir.
* * *
Son zamanlardaki çıkışlarıyla herkesi ters köşe yapan Devlet Bahçeli, son açıklamasında “İki Cumhurbaşkanı yardımcısı olsun. Birisi Kürt olsun, birisi de Alevi” dedi. Fakat aynı günlerde Cumhurbaşkanı da “Biz bu süreci Türkler, Kürtler, Araplar birlikte götüreceğiz” dedi.
AKLIMDAKİ DELİ SORU: Yani bu durumda bir Cumhurbaşkanı yardımcılığı da Araplar’a, yani Suriyeli’ye verilmesi gerekmez mi? Hatta bu ülkede 300 binden fazla Afganlı yaşıyor. Allah için onlara da bir-iki bakanlık yakışmaz mı?
-DEVAM EDECEK-