Türkiye Maarif Vakfı'nın “Maarif Söyleşileri"nde konuşan Kâzım Ceylan:

 

“Ahilik, Türk Milleti'nin insanlığa sunduğu sistem”

 

Ahilik Araştırma Merkezi eski müdürü Kırşehirli hemşehrimiz Kâzım Ceylan, Türkiye Maarif Vakfı'nın “Maarif Söyleşileri" kapsamında düzenlediği ve Üsküdar- Altunizade'deki Genel Merkezleri'ndeki konferansın ocak ayı programına konuğu oldu.

Vakfın 6 kıtada 51 ülkede bulunan temsilciliklerinde de online yayınlanan konferansa Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarının yanında online olarak da dünyanın farklı ülkelerindeki eğitimciler katıldılar.

Katılımcılara Ahiliğin farklı özelliklerini, sadece bir esnaf teşkilatlanması olmadığını, ilk dönemlerde sultanların, vezirlerin, müderrislerin, mutasavvıfların, kadıların, mal-mülk sahiplerinin ve el emeği ile geçinen esnafların da ahilik sistemi içinde olduklarını anlatan Kâzım Ceylan, şunları ifade etti:

“Ahi Evran’ın kurmuş olduğu Ahilik Teşkilâtı ile sosyal, iktisadî ve siyasî hayatımızı etkileyen; Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük rol oynayan, bu sebeple Türk-İslâm tarihinin önemli şahsiyetlerinden olan Ahi Evran 1171 yılında İran’ın Batı Azerbaycan tarafında bulunan Hoy kasabasında doğmuştur. Asıl adı Mahmut’tur. Lâkabı dinin yardımcısı anlamına gelen Nasiruddin’dir. Ahi Evran’ın çocukluğu ve ilk tahsil devresi memleketi olan Azerbaycan’da geçmiş olsa da, gençliğinde Horasan ve Maveraünnehre giderek o yörede büyük üstatlardan ders almıştır. Bu arada âlim Fahrettin Razi’den aklî ve dini ilimleri öğrenmiştir. Ahi Evran, bir hac yolculuğu esnasında, evliyadan Şeyh Evhadüddin Kirmani ile tanışmış ve ondan ders almıştır. Tefsir, hadis, fıkıh, kelâm ve tıp alanında derin bir âlim; tasavvuf yolunda yüksek makam sahibi bir velî oldu. Bağdat’ın İslâm dünyasının büyük sanat ve ilim merkezi olması, Ahi Evran’ın çok yönlü yetişmesinde etkili olmuştur. Bu dönemlerde İbn-i Sina, Sühreverdi el-Maktul ve Fahrettin Razi’nin eserlerinden istifade etmiş; Abbasi Halifesi Nasır Lidinillah’ın kurduğu fütüvvet teşkilatını da tanımıştır. 13.  Yüzyıl başlarında Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Muhyiddin Arabî ve hocası Evhadüddin Kirmani ile birlikte Anadolu’ya gelen Ahi Evran, bu tarihlerde hocasının kızı

Fatma Bacı ile evlenmiştir. Anadolu’da özellikle esnafa İslâmiyeti anlatarak dünya ve ahiret

işlerini düzenli hâle getirmeleri için nasihatte bulundu. Yaklaşan Moğol tehlikesine karşı halkı

uyardı. Hocasının vefatından sonra O’nun vekili oldu. Ahi Evran Anadolu’ya geldikten sonra Kayseri’de bir debbağ (deri işleme) atölyesi kurdu. Sanat sahibi kimseler arasında çok sevildi. Moğollara karşı Kayseri’yi savunan Ahileri, Ahi Evran teşkilatlandırmıştır.

“Ahi Evran 93 yaşında Moğollara karşı savaşırken şehit olmuştur. Mezarı Kırşehir'dedir. Kırşehir'de Ahilik kültürü canlı bir şekilde yaşatıldığı için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 2008 yılında çıkardığı 'Ahilik kutlamaları Merkez Yürütme Kurulu Yönetmeliği'nde ahiliğin kutlamalarının her yıl Kırşehir merkez olmak üzere bütün Türkiye'de kutlanmasını kararlaştırmıştır ve her yıl kutlamalara devam edilmektedir.

“Bugün özellikle; Ahilik, Anadolu'dan Kırşehir'den insanlığa sunulan adalete, ehliyet- liyakata, danışmaya ve seçime dayalı bir sistemdir. Ahiliğin yeteneklere, kaliteye ve ahlâka önem veren bir eğitim modelidir. Ahi-Türk, ahi- alp denilen müteşebbis fakat kanaatkâr, gerektiğinde savaşçı insan tipini yetiştiriyor. Ahiler kendilerine has iktisadi-ticari sistemleri vardır ve ahlâkı sistemleştirmişlerdir. Kârda değil, hayırda yarışmışlar, maddeye esir olmamışlar, dayanışma ve yardımlaşmayı esas almışlardır. Eğer biz Ahiliği doğru bir şekilde anlatır ve insanlığın beğenisine sunabilirsek, haz ve hız çağındaki insanlığın bundan çok istifade edeceğini düşünüyorum. Çok çalışarak, her yerde ve bütün platformlarda Ahiliği anlatmaya gayret edeceğiz inşaallah.”

Kâzım Ceylan’ın Ahilikle ilgili söyleşisinden dinleyenlerin çok etkilendikleri görülürken, Ceylan’a Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün Ceylan tarafından bir plaket sunuldu.

Kâzım Ceylan’ın bundan sonra da bu tür etkinliklerdeki söyleşilere devam ederek Ahilik ve Ahi Evran’la ilgili bilgiler vereceği öğrenildi. (HABER: CEMRE BAYRAM)