Kırşehir’de, cenaze ve taziye için iki haftaya yakın kaldık. Bu süre içinde karşılaştığım, yaşadığım birçok sorun; benimle paylaşılan, ilgililere iletmem istenilen birçok konu var. İlerideki yazılarımda, yeri geldiğinde, mutlaka ayrıntılarıyla değineceğim ama bu sorun ve konuları satır başlarıyla burada sıralamak isterim.
İşsizlik en yakıcı sorun. Küresel salgın nedeniyle ekonomik koşulların ağırlaşmasıyla birlikte, hayat pahalılığı yaşamı önemli ölçüde etkiliyor. AB’nin Kentsel Ekonomi (“Urban Economy”) konusunda kapsamlı çalışmaları var. Yol gösterici olabilir. Belediyemiz AB “UrbAct" girişiminden ve AB fonlarından faydalanabilir.
Çevre ve gürültü kirliliği, özellikle dışarıdan gelenler için göze/kulağa çarpan bir konu. Gecenin üçünde, Ağustos sıcağında otelin yakınındaki 6 adet yeraltına gömülü çöp noktasındaki çöpü almaya çalışan aracın saat sabah üçte gürültüsüne uyanıp iki saat izlemek zorunda kalmak keyifli bir deneyim değildi… Trilyonlar harcanarak yapılan İkizarası’ndaki “çılgın proje”nin gövdesinde su olmadığı zaman ne yapılacağı konusuna da Belediyenin kafa yorması gerekiyor herhalde. Susuz haliyle sivrisinek yatağı ve “görüntü kirliliği”…
Ahi Evran Külliyesi kapsamında inşa edilen dükkânlar konusunda geçenlerde gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”de Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nun ilgilendiğiyle ilgili haberler okudum. “Biz gidelim, istim arkadan gelsin” tarzındaki işlerden birisi gibi gelmişti bana… Neden yapılmıştır, amaçlandığı işlerde neden kullanılamamaktadır, açıklanmalıdır. Bu tür amaçsız harcamalar “başkasının ihtiyaçları için başkasının parasını harcanması” nedeniyle ortada kalıvermektedir. “Tüm mesleklerin piri” olarak görülen Ahi Evran’ın bu özelliğini yansıtacak şekilde kullanılması akla daha yakın gelmektedir. Bir de “Horasan’dan önce İran’a, sonra Anadolu’ya, daha sonraları Balkanlar’a” kadar uzanan tarihî ve felsefî derinliği yansıtacak bilgilerle, belgelerle, objelerle zenginleştirilmesi ve bu yönde kullanılması da düşünülmelidir.
Karakurt Kaplıcası’nın turizmde ve suyunun tarımda değerlendirilmesi konusu eskiden beri dile getirilen bir konudur. Bölgede seracılık ve burada üretilecek ürünlerin depolanması ve dağıtımı için ayrıntılı çalışmalara ve yatırımlara ihtiyacı var. Bu konuda var olan potansiyeli görüp yıllar boyu gösteriş yatırımlara harcanan trilyonlara hep hayıflanmışımdır. Kaynak sorunu da, kaynak da her zaman vardır. Olmayan şey uzun vadeli planlama ve hasılası uzun vadede uğraşacak işlerle uğraşma yeteneğidir. İnsanların da, toplumların da zenginliği kaynaklarının bolluğuyla değil, ihtiyaçların doğru belirlenip, sağlıklı önceliklendirilmesi ve dikkatli kaynak tahsisiyle arttırılır.
Kılıçözü Kırşehir kent dokusu dışına çıktıktan sonra nelerle karşılaşıyorsa bilinmez, Kızılırmak’a berbat bir kokuyla koyu yeşil bir gömük halinde kavuşuyor. Kimyasal bir sızıntı varsa durum kirlilikten öte sonuçlar yaratabilir. Arıtılması ve kirliliğin nedenlerinin araştırılarak önlenebilmesi için ciddi bir çalışma gerekiyor.
Irmak köylerinde hayvancılık yapanların sorunlarına kulak verilmesi, idare için küçük, köylülerimiz, çiftçilerimiz için büyük sorunların çözülmesi kent ekonomisi için önemlidir. Örnek olmak üzere: Güzler Köyü gibi hayvancılık yapılan yerlerde hayvan yükleme için rampa yapılması Belediyemizin görevi değildir belki ama gücü içerisindedir.
Kırşehir’in görsel hafızası için Orhan Baycan’ın Belediye Başkanlığı zamanında Fotoğraf Arşivi kurulması konusunda bir çalışma yapıldığı anılarında var. Beypazarı Belediye Başkanı iken Mansur Yavaş’ı ziyaret ettiğimizde bizlere o dönem üzerinde çalıştığı ve topladığı eski fotoğrafları havi Fotoğraf Arşivinden örnekler göstermişti. Bu yönde birkaç site var. Eski Kırşehir fotoğraflarının bir kısmına bakma olanağı bulduğum Foto Aile (Arif Çoban) gibi yılların fotoğrafçılarının, yerel gazetelerin, gazetecilerin arşivleri var. Belediyemiz bu konuyu da daha kapsamlı ele alabilir, gelecek nesiller için önemli bir müracaat kaynağı yaratabilir.
Kırşehir üzerine yazılmış eserlere ulaşmakta ciddi zorluklar var. Bu tür eserler Belediyemizce temin edilip internet ortamından hemşerilerimizin kolaylıkla ulaşabileceği hale getirilebilir. Kırşehir tarihi ve kültürü üzerine Ahi Evran Üniversitesinin kapsamlı çalışmalar yaptığı/yapacağı konular var. Bir örnek olmak üzere; Ahi Evran Üniversitesi Türk Dili Öğretim Görevlisi, Ahilik Araştırma Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Mahmut Seyfeli’nin emek verdiği “Geçmişten Günümüze Kırşehir Beslenme Kültürü” konulu çalışmayı inceleme şansım oldu. Bu eser okurlarına kavuşmak için Üniversitemizin veya Belediyemizin katkılarını beklemektedir.
Kurtuluş Savaşı sırasında cephe gerisinde önemli askeri harekat, personel ve lojistik faaliyetlerine sahne olan Kırşehir’in bu özelliklerini yaşatmaya yönelik bir çalışmaya ihtiyaç var. Orhan Baycan ile bu milenyumun başında Hacı Bölükbaşı’nın evini ziyaret ettiğimizde, bu evin cephe gerisinde hastane olarak kullanıldığı konuşulmuştu. Bir yazımda değindiğim gibi; Kale’de bugün cami olarak kullanılan yapıda esir edilen Yunan generallerinin konuk edildiği, mevcut iki Üsera(Esirler) Taburunda subay ve astsubayların bulunduğu ve bunların gerekli şartlar sağlanmak kaydıyla bağ, bahçe hizmetlerinde çalıştırıldığı bilinen bir vakıadır. Mucur Kuvay-ı Milliye Teşkilatının Anadolu’nun işgali üzerine Saray’a çektiği bir telgraf (orijinali Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığında diye duymuştum) ve Atatürk’ün Kırşehir Gençliğine Nutku gibi tarihi belgeler ve Cemele Kalesi başta olmak üzere şehrimizin birçok yerinde, birçok “tarih tanıklıkları” vardır. Bunları gösteren, anımsatan, öğreten bilgi levhalarından belgelere bir dizi iş araştırmacıları ve yöneticileri beklemektedir. Benzer birçok örnek bulunarak kentin turizmine katkıda bulunacak “yaratıcı” çalışmalar yapılabilir.
Mezarlıklar konusu önemli. Kırşehir dışında yaşayan bizler gibi birçok hemşerimizi şehre bağlayan anıtsal yapılar mezarlıklarımız. Titizlikle korunması ve yeşertilmesi önemli bir görev olarak şehrimizi yönetenlerin önünde durmaktadır. Eski mezarların üzerine kondurulmuş yeni mezarlar ibretlik ve çok üzücüdür. Mezar taşlarının kırılmasının önlenmesi, mezarların zarar görmemesi için daha ciddi önlemler gerekmektedir. Kaldırıp yerine “küçük sanayi” kurduğumuz Koru Mezarlığından kalan ve şimdilerde otopark olarak kullanılan alanın bir köşesinde Mezarlığın sembolik de olsa yok edilmemiş mezar taşları sergilenerek ihya edilmesi ve canlandırılması da turizme ve tanıtıma katkıları açısından değerlendirilmelidir.
Kırşehir’in eğitim konusundaki başarıları ve potansiyeli de yadsınamaz. Genç işsizliğin yükseldiği bu dönemde, gençlere yönelik iş alanları yaratılması gerekmektedir. Üniversite öncesi, üniversite hayatı boyunca, üniversite sonrası için gençlere çalışabilecekleri iş olanakları yaratarak hayata hazırlamak zorundayız. Kısa süreli işlerin başında “yazılım” konusu gelmektedir. Bu konuda destek programları, yol gösterici projelere ihtiyaç vardır. Sanata, edebiyata yatkın dimağların bulunması, heveslendirilmesi için ödüllü yarışmalar düzenlenmesi de bu konuda akla gelmektedir. Bu konuda kısmet olursa, “Kırşehir Çiğdem” aracılığıyla bir çalışma içinde bulunacağım.
Tüm bu sorun alanlarında, ilgililerin önemli bir çaba içinde olduğu göz ardı edilemez. Benim yapmaya çalıştığım; kıyıya vurmuş birkaç denizyıldızını tekrar denize atmak gibi bir şey. Onlar sürekli bu tür konularla ve sorunlarla uğraşıyorlar. 40 yıla yakın süreyle yurt içinde ve yurt dışında ülkem için önemli ve faydalı işler yapmış olmanın yanında, memleketime de yararlı olma çabası. Birkaç kişiye faydam dokunsa sevineceğim.
Öykü bu ya, bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla bir şeyler atan bir adama rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu kişinin, sahile vurmuş denizyıldızlarını denize attığını fark eder. “Niçin bu denizyıldızlarını denize atıyorsunuz?” diye sorar.
“Yaşamaları için” yanıtını verir diğeri. Adam bu defa “İyi ama burada binlerce denizyıldızı var, hepsini atmanıza imkân yok, sizin bunları atmanız neyi değiştirecek ki?” der. Yerden bir denizyıldızı daha alıp denize atan kişi, “bak, onun için çok şey değişti” karşılığını verir.
Hiçbirimiz herkesin hayatını değiştiremeyiz, ama en azından birkaç kişinin, biz var olduğumuz için daha iyi halde yaşamasını sağlayabiliriz, kanısındayım.

***

TEŞEKKÜR

Belediye hoparlöründen her gün birkaç kez “Corona” konusunda yapılan uyarılar bizleri endişelendirse de, kaldığımız “Cingöz Resort Hotel”in yönetiminin gösterdiği hassasiyet takdire değerdi. Orhan Baycan’ın Killik’teki evinde, Seniha Baycan’ın taziyesi için alınan önlemler ve taziyeye katılanların temizlik, maske, mesafe konusundaki dikkat ve titizlikleri bu sürecin bir sıkıntı yaşanmadan geçirilmesini sağladı.
Zaman ayırıp acımızı paylaşmak için taziyeye gelen, bizi yalnız bırakmayan çocukluk arkadaşlarım sevgili Bekir Saygılı’ya, Emin Yıldırımer’e, İyi Parti İl Başkanı Müfit Göçen’e, CHP İl eski başkanları Gazi Özer, Mithat Mutlu’ya, “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi yönetimine ve Salih Güner’e, cenaze nakli ve defni için yardımlarını esirgemeyen İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına, CHP İl Yönetimine, Kırşehir Belediyesi çalışanlarına ve Başkan Selahattin Ekicioğlu’na, tüm sıkıntılarımıza koşturan değerli arkadaşım Adnan Yılmaz’a, tüm dostlarıma, tanıdıklarıma bu gecikmiş teşekkürü borç biliyorum. Baba dostu değerli büyüğüm Mehmet Yılancı’ya eski günleri yad etme fırsatı verdiği için minnetlerimi sunmak isterim.
Kırşehir’de bulunduğum sürece, işlerinin arasında fırsat yaratıp her gün yaptığı programlarla bulunmadığımız süre içinde Kırşehir’deki değişiklikleri gösteren şehrimizin görsel hafızası (Foto Aile) Arif (Çoban) ağabeye, yıllar sonra dünya gözüyle görmekten, anılarını dinlemekten mutlu olduğum annesi, asırlık çınar Ayşe Sülükçü’ye, gördüğüm, göremediğim, tanıdığım, tanımadığım tüm Kırşehirli hemşerilerime selam ve saygılarımı sunuyorum.