Aday olacaklarmış, Kırşehir'in yerel yönetimine. Kimisi yeniden, kimisi ilk kez.
Güya belediye başkanı olacak, ağustos böceği gibi son ana kadar uyuyup, kazanacağının hayalini kuranlar. Ne ettiniz be adam, ne verdinizde topluma, bu halka yüzsüzce aday olmanın cüretinde bulunmaya kalkarsınız?
Bir defa, mensubu olduğunuz siyasal örgütünüzle ilişkileriniz kopuk.
Siyasal faaliyetleriniz süresince kırmadığınız çanak, çevirmediğiniz dolap, başarısızlığa itip kaybettirmediğiniz seçim dönemi kalmadı.
Unutup kendi fütursuzluklarınızı, kıskandığınız, haset ettiğiniz ne çok insan var, biliyorsunuz değil mi? Herkesi bel altı dedikodularla, imha etmeye, söküp atmaya, kimseleri kimseye yar etmemeye çalıştınız.
16 yıllık AKP iktidarına karşı muhalefet mücadelesini sadece adaylığı süresince verenler,
Yoksulu, öğrenciyi, işçiyi geriye kalan onca zamanda anason kokularıyla unutanlar,
''Bana dokunmayan yılan bin yaşasın''
''Armut piş, ağzıma düş'' diyenler,
Örgütüne, partilisine, yoldaşına bir buğday tanesi kadar saygı duymayanlar,
Geçtim ülkesinin milli değerlerine sahip çıkmayı, kendi kişiliğine sahip çıkamayanlar,
Dostlarına karşı aslan, düşmanına karşı dansöz kesilenler,
Onlarca yıldır partisine kendinden başka bir tek adam gibi adam yetiştirmekten yoksun, her şeyi ben bilirim, ben yaparımcılar,
Vay haline ülkemin ki, alayı aday adaylığı, adaylık iddiası içindeler.
Ayna var bakmaya, kulak var duymaya, göz var görmeye; nasıl bilmez kendini insan anlamıyorum.
Bunca yoksulluğu, ekonomik daralmaları, eğitim sorunlarını, toplumsal sorunları, siyasal sorunları, nasıl kör olurda görmez insan.
Sahi dün siz neredeydiniz, bugün neyi istiyorsunuz?