Önce, Kırşehir CHP İl Başkanlığı adaylık başvurusunu yaptı.
Sonra, adaylık açıklaması için partisinden müsaade istedi.
İl Başkanlığı ''kem, küm, paralel yapıcı bunlar'' dedi.
CHP Genel Merkezi kongre sürecinde, delegelerin seçiminin mahalle sandıklarıyla tesis edilmesi emrini verdi. Partililer ''ohh demokrasi geldi!'' dedi.
Süreç ilerledikçe, genelgeye rağmen parti koridorlarından sandıkların konulmayacağı, delegeleri doğrudan Merkez İlçe Başkanlığı tarafından yazılacağı söylentileri başladı.
İl Başkan adayı Beyhan, derhal Ankara CHP Genel Merkezi'ne giderek durumu genel başkanlık ve alt başkanlıklara iletti. “Olur mu efendim, o sandıklar konulacak!'' dendi.
Bir süre sonra, CHP Genel Merkezinden gelen fısıltılarda, Kırşehir İl ve İlçe Başkanlarının Genel Merkez ile yaptığı görüşme ile “sandık konulmayacak!” dendi.
Beyhan, tekrar harekete geçti; Kırşehir İl ve İlçe Başkanlıklarının temkin, itiraz ve demokratik endişesini içeren dilekçeler verdi. Tutanaklar tutuldu.
CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan ve Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya ile bir çok görüşmeler gerçekleştirdi. Ama nafile, akıl veren çok iş yapan yoktu.
Geçtiğimiz günlerde CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve beraberindeki vekillerle parti de toplantı gerçekleştirildi. Geliş nedenleri kongre süreci olmasa da, aslında oydu. Hep bilindik yöntem, demokrasi isteyenlerin bir kez daha gazı alınmak üzere gelinmişti.
Parti kalabalık. Herkes meraklı gelişmeleri bekliyordu.
Merakın en beklenilen içeriği, Aslan Beyhan'ın İl Başkanı adaylığı mücadelesinin gerçekleri idi.
Kim ne istiyor, ne yapmak istiyor, neyin peşindeydi?
Toplantı sırasında Beyhan yerinden kalkarak yanlışlıkları, olumsuzlukları, hukuksuzlukları ardı ardına haykırdı. Sıraladı.
Ve bugün hala sandık yok.
Şimdi, adam ve çanak seviciler bu yazı da kusur aramasın.
Kırık çanakçığınıza düzecek övgüyü nerden bulalım.
Sev sevme, beğen beğenme Beyhan sıfatından çok, mücadelesinin görkeminden, demokrasi gayretinden, hepiniz için adalet istemesinden bahsediyorum.
Demokrasi arayan,
Barış arayan,
Adalet arayan, örgütlü süreç temin eden bir tek kimse, bir tek kimseye ihtiyacı var bu toplumun.
Gelin görün ki yok, olmasına güç veren kimse de yok, ne tuhaf değil mi?
Genelgelerin, Genel Merkezin, İl İlçe başkanlıklarının tezatlığı karşısında, susuşlarınızın karşısında, kaçışlarınızın karşısında;
Adam daha ne yapsın?