İlki 78 gün önce 4 Ekim'de yayınlanan 65 yıl öncesine ait haberlerle eski Kırşehir'de yapmaya başladığımız gezintiler geniş ilgi toplamıştı. Avukat Vahit Esensoy'un yazı işleri müdürü olduğu “Kırşehir Sesi” gazetesinin 4 Şubat 1956 gününden başlayarak arşivimdeki tozlu sayfaları arasında haber ağırlıklı gezintilerimizi okurlarımızdan gelen yoğun istekler doğrultusunda sürdürmek istiyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi bu gezide siz de bir yakınınızın, ya da tanıdığınızın izine rastlayacak, Kırşehir'de ses getiren ne gibi olayların olup bittiğini de öğreneceksiniz.

Kırşehir'in yarım asırdan öte yazılı bir fotoğrafı olan bu sayfayı sizlerin isteklerine uyarak bundan böyle sıkça vermeye çalışacağız. Tekrar belirteyim ki Kırşehir bu tarihte Nevşehir iline bağlı bir ilçedir. Haydi iyi yolculuklar...

* Acı bir kayıp: Esat Oral vefat etti – Muhtelif devlet hizmetlerinde çalışıp Keskin Tapu Sicil Muhafızlığı'ndan emekliye ayrılan Esat Oral Tatarilyas ve Homurlu köylerindeki arazilerinde çiftçilik yaparak memleket ve millet hizmetinde çalışmakta iken müptelâ olduğu amansız hastalıktan kurtulamayarak 24 Şubat Cuma günü Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Resmî ve hususî hayatında temiz ve dürüst çalışmaları ile kendisini muhite sevdirmiş olan müteveffaya akraba ve arkadaşlarının iştiraki ile muazzam bir cenaze töreni yapılmış ve naaşı Koru'daki aile mezarlığına defnedilmiştir. (3 Mart)

* Hüküm hülâsası – 982 sayılı Koordinasyon Heyeti kararına müsteniden otomobil lâstikleri hakkında istenen beyannameyi vermediği bilmuhakeme sabit olan maznun Halit Altınok'un mezkûr kararname delâletiyle fiiline uyan Millî Korunma Kanunu'nun 14-3, 54-4 ve 5435 sayılı kanunun 2'nci maddeleri gereğince 300 lira ağır para cezası ile mahkûmiyetine ve hüküm hülâsasının neşrine dair Kırşehir Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen 10.8.1955 günlü hüküm kesinleşmiştir. İlân olunur. (3 Mart)

* Sorgu Hâkimi göreve başladı– Şehrimiz Sorgu Hâkimliği'ne tâyin olunan Süleyman Nazif Taner vazifesine başlamıştır. (Not: Kızı Mukaddes Taner Kırşehir'de tanıştığı Kırşehir Lisesi'nden arkadaşım Encümend Özkan'la üniversitede okurken evlendi. Mucurlu olan Ercümend Özkan Ankara'da "İktibas" dergisini yayınlarken islâm devleti kurmak için yasa dışı örgüte üye olmaktan dört yıl hapse mahkûm oldu ve cezasının bir kısmını Mucur Cezaevi'nde çekti. Konferans vermek üzere gittiği Adana'da 24 Ocak 1995 günü hayatını kaybetti.) (25 Şubat)

* Hastahane binası tamamlanıyor – Şehrimizde eski hastahane civarında inşa edilmekte olan hastahane binasının inşaatı bitmek üzeredir. Hâlen kalorifer ve sıhhî tesisatın ikmali için çalışılmaktadır. Birkaç aya kadar bütün noksanları tamamlanacaktır. Hastahane dört katlı olup bütün modern ve sıhhî tesisleri mevcuttur. Orta Anadolu'nun en modern hastahanelerinden biri olacak olan hastahanemize tam teşkilâtlı hastahane kadrosunun bu malî yıl içinde verilmesini Sağlık Bakanlığı'ndan rica ederiz. (25 Şubat)

----------------------------------------

Kırşehirliler göç ediyor! - Yazan: Şahap Koca

Hâlen Kırşehir'de oturan hemşehrilerimizin tahminen iki misli Yerköy, Kırıkkale, Keskin ve Ankara'ya işlerini ve evlerini taşımışlardır. Köylerden gidenleri de hesaba katarsak bu yekûnun birkaç misli artacağı tabiîdir.

Son günlerde Ankara'dan gelen bir arsa simsarının Balgat ve Gazi Çiftliği civarında parsellenmiş, Ulus Meydanı'na 15-17 kilometre mesafede bulunan arsalara kayıt oldukları, parselin büyük ve küçüklüğüne göre bir miktar da peşin para ödedikleri görülmektedir. İş ve tahsil zarureti dolayısiyle muvakkat ayrılış sayılmamaları icabeden bu hareket bir göç vaziyeti arzetmektedir.

Vaktiyle 20-30 bin hane ve 80-100 bin nüfusu sinesinde barındıran bu memleketin neden bu hale düştüğünü ve bugünkü hareketin sebebini tahlil etmeyi okuyucularımızın kararına bırakmak yerinde olur.

Diğer taraftan cennet gibi bağı, bahçesiyle, mümbit arazi, iyi su ve havasıyla, muhtelif kaplıca ve ılıcalarıyla Kırşehir'in kimlere terk edileceği üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir mevzu oluyor.

İsmiyle taban tabana zıt, Orta Anadolu'nun incisi Kırşehir'in istikbalini düşünmek, kötü talihini yenmek kimlere düşüyor? Memleketini seven hemşehrilerimin bu konuda kafalarını çalıştırmak, bu derde bir çare aramak zamanı gelmiş ve geçmektedir.

Senlik ve benlik dâvasını bırakıp el ele vermek, civarımızdaki kaza ve vilâyetlerden ibret alarak hareket tarzımızı ayarlamamız icabeder kanısındayım.

Not: Yazıyı kaleme alan Ziraat Bankası emeklisi Şahap Koca avukat Doğan Koca ve muhasebeci Timur Koca'nın babalarıdır.

----------------------------------------

* Fecî bir kaza – 20 Şubat Pazartesi günü Kuşdilli Mahallesi, Avgun Sokağı'nda arabacı Musa isimli şahsın elektriğini bağlamak üzere elektrik direğine çıkmış olan Belediye elektrik memuru Ahmet Güven isimli şahıs âni olarak cereyana kapılarak direkten düşmüş ve baygın bir halde kaldırıldığı Memleket Hastahanesi'nde Salı sabahı ölmüştür. C. Müddeiumumîliğince tahkikata devam olunmaktadır. Aslen Söğüt kazasından olup henüz altı aylık evli bulunan Ahmet Güven'in fecî ölümü şehrimizde teessür uyandırmıştır. (25 Şubat)

* Yeni telefon santrali geldi – PTT Umum Müdürlüğünce şehrimize tahsis olunan 200 abonelik telefon santrali gelmiştir. Yakında eski 50'lik santral kaldırılarak yeni santralin montajı yapılacaktır. Bu suretle bekleyen birçok iş sahiplerine telefon verilebilecektir. (10 Mart)

* Belediye Reisi'nin maaşı 1000 liraya yükseltildi – Her bakımdan imara ve kalkınmaya muhtaç bulunan şehrimiz müstakil Belediye Meclisi'nden yeni teşebbüsler beklerken meclisin almış olduğu bazı acaip kararlar halkı hayret ve yese düşürmüş bulunmaktadır. Bu kararlar arasında Belediye Reisi'nin maaşının 1000 liraya çıkarılması ve bu suretle bütçede meydana gelen açığın kapatılması için su ve elektriğe zam yapılması hayretle karşılanmıştır. Gelir imkânları mahdut olan, buna karşılık kendisinden çok ehemmiyetli vazifeler beklenen Belediye'nin bütün bu işlerin ifası için malî imkânlar arayacağı yerde Belediye Reisi'nin maaşını 1000 liraya yükseltmesi şehri değil, şahısları himaye zihniyetine hâkim bulunduğunu göstermektedir. 100 milyona yakın bütçesi bulunan İstanbul Belediyesi Belediye Reisi'ne 3000 lira maaş verdiğine göre sokaklardaki gübre ve pislikleri temizlemekten âciz bulunan Kırşehir Belediyesi'nin 1000 lira vermesindeki açık nisbetsizlik ve tarafgirliğin takdirini muhterem hemşehrilerimize bırakıyoruz. Eski Belediye Reisi Şevki Akdoğan'ın maaşının 450 liradan 150 liraya indirilmesi için zamanında takrir verenlerin aynı mecliste maaşın 1000 liraya çıkarılması hususunda takrir verdiklerini de hatırlatmakla iktifa ediyoruz. (10 Mart)

* Gazi İlkokulu'nu Tevsi ve Öğrencilerini Koruma Derneği tüzüğü – Kurucuları: Tevfik Özenbaş (Serbest doktor), Cemal Arısan (Özel İdare memuru), Salih Özsavaş (Şekerci), Şeref Özkeleş (Hastahane idare memuru), Rıza Kocaman (Tüccar), Şahap Koca (Banka memurluğundan emekli), İbrahim Ülgen (Tüccar), Hilmi Akdağ (Belediye ayar memuru), Nimet Bozkır (Erkek Sanat Enstitüsü öğretmeni), İbrahim Kocaman (Sağlık memuru), Reşat Genç (Gazi İlkokulu Başöğretmeni), Memduh Apaydın (Gazi İlkokulu öğretmeni), Sıdıka Arda (Gazi İlkokulu öğretmeni), Hasan Çağlayan (Gazi İlkokulu öğretmeni).

* Ekmek fiatları indirildi – Bir müddet önce Belediye Encümenince ekmek fiatlarına yapılan zam halk arasında hoşnutsuzluk yarattığından Belediye Encümeni yine eskisi gibi 1000 gramlık ekmeğin 40 kuruştan satılmasına karar vermiştir. Ancak bu işten anlayanlardan aldığımız malûmata göre Yerköy, Yozgat gibi şehirlerde unun bir çuvalının 31 lira 50 kuruş olduğu ve bu sebeple ekmeğin kilosu 40 kuruş bulunduğu halde şehrimizde unun çuvalının 29 lira olması nazara alınarak ekmeğin kilosunun 37,5 liraya satılması icap etmektedir. Belediye Encümeni'nden bu mevzuun incelenmesini dileriz. (10 Mart)

* Su ve elektriğe zam – Geçen sayılarımızda müstakil Belediye'nin yeni icraatlarını (?) okuyucularımıza bildirmiştik. Haber aldığımıza göre yeni icraat cümlesinden olarak Belediye Meclisi'nce suyun metreküpünün 25 kuruştan 30 kuruşa, elektriğin kilovatının 42 kuruştan 45 kuruşa çıkarılmasına karar verilmiştir. İlâçlama ve sair hiçbir muameleye ihtiyaç olmadan Ökse suyundan alınan içme suyunun 30 kuruşa yükseltilmesi halk tarafından iyi karşılanmamıştır. Elektrrik fiatının indirileceği yerde yükseltilmesi sebebiyle evlerine elektrik almak isteyen birçok şahıslar elektrik almaktan vazgeçmişlerdir. (17 Mart)

* Kaman ve Hacıbektaş'ta çift hâkimli mahkeme kuruluyor – Dâvaların artması sebebiyle vatandaşların işlerinin bir an önce görülmesi ve dâvaların sür'atle intaç edilmesini temin etmek maksadıyla Adliye Vekâletince Kaman ve Hacıbektaş kazalarında tek hâkimli asliye mahkemelerinin çift hâkimli asliye mahkemeleri haline getirilmesine karar verilerek gerekli hazırlıklara başlanmıştır. Hazırlıklar ikmal edildikten sonra bu kazalarda hukuk ve ceza mahkemeleri müstakilen faaliyete başlayacaktır. Adliye Vekâleti'nin bu müsbet ve yerinde kararı her iki kaza halkınca memnuniyetle karşılanmıştır. (17 Mart)


ARKA PENCERE... ARKA PENCERE... ARKA PENCERE...

POSTALLININ HACI'NIN DANASI

Dalakçı’lı Postallının Hacı’nın danası âniden rahatsızlanır. Hacı Mucur’daki baytara haber gönderir. Baytar köye gelemeyeceğini söyleyince Hacı danayı bir traktörün römorkuna bindirip Mucur’a getirir. Baytar danayı muayene eder, “Ben bir şey yapamam, bu hayvanı hemen Kırşehir’e yetiştirin” der. Dana acı zulüm Kırşehir’e getirilir. Kırşehir’deki veteriner danayı bir güzel muayene eder ve Postallının Hacı’ya hiçbir şey demeden hızla içeriye gider. Bu arada köylülerinden tanıdık birisi durumu farkeder, “Hacı emmi hayrola, bu ne hal böyle?” diye sorar. Postallının Hacı da “Sorma komşum, sorma! Dana hastelendi. Mucur baytarı el katamadı. Kırşehir veterinerinden de heçbir ses yok. Danayı galiba Ankara’ya havale edecekler” der.