38. AHİLİK HAFTASI (4)

Ahiliğin başkenti ilimizde 38. “Ahilik haftası” 22 Eylül Pazartesi başlayıp 28 Eylül Pazar günü son bulacaktır. İlimizde kutlanan Ahilik haftası nedeniyle birçok ilimizden gelen ahilik teşkilatları çeşitli etkinlileri ile Ahilik haftamıza renk katacaklar. İlk defa 1965 yılında kutlanmaya başlayan “Ahilik Haftası” Esnaf Bayramı olarak Ahiliğin başkenti Kırşehir’imizde kutlanıyor Önceki yazımızda Ahi Evran ve Ahilik konusunda geniş bilgi vermiştik. Yazımıza kaldığımız yerden devam etmek istiyorum.

Ahiliğin Anadolu sosyal hayatı üzerindeki etkilerini Prof. Dr. Zeynel Özlü ve Mehmet Üzüm Ahi Evran Üniversitesi tarafından 2024 yılında “Ahilik Haftası” nedeniyle düzenlenen Sempozyumda sunduğu bilidride şöyle anlatıyor:

Ahilik kelimesinin Arapçada kardeşim anlamına gelen Ahi’den veya Türçede eli açık,çömert, alicenap gibi anlamları bulunan Akı’dan türetildiği kabul edilmektedir. Bununla birlikte Ahi tabirinin ilk defa Hucviri (ö.1072) tarafından Ahi Ferec ez-Zencani (ö.1064) için kullanıldığı görüşü de kaynaklarda yer almaktadır. Temelde Kuranı kerim’e ve Hazreti Peygamber’in sünnetine dayanan prensiplariyle Ahilik, tasavvufta önemli yeri olan Uhuvvet (kardeşlik) kavramını hatırlatmasından dolayı da hızla yayılmış ve kalabalık kitleler tarafından kabul görmesi kolay olmuştur.

Ahiliğin Anadolu’ya girişi Selçuklularla gerçekleşmiştir. Nitekim Alpaslan Anadolu fetihlerine başlamadan önce Ahilerin “Kerp” adı verilen askeri kolları, Anadolu’ya akınlar düzenleyerek bütün harap yolları ve köprüleri tamir etmişler, Alpaslan’nın orduları da bu yollardan fetihlerine devam etmişlerdir. Anadolu tamamen zapt edildikten sonra ise ahiler şehirlere gelerek zaviyeler açıp tarikatlarını yapmışlardır. Ahilerin en kuvvetli merkezi ise Ankara şehri olmuştur.

Ahlak, sanat ve misafirperverliğinin bir bileşimi olan Ahiliğin Anadolu’da kökleşip yayılmasının önemli sonuçları olmuştur. İlk olarak Anadolu Türklerinin göçebe hayatından yerleşik hayata geçişini hızlandırmıştır. İkinci olarak o zamana kadar çoğunlukla yerli Müslüman olmayan halkın elinde bulunan sanat ve ticaret hayatına Türklerin katılması ile bu alanda canlılık olmuştur. Ve son olarak, Türk esnaf ve sanatkarları aralarında sıkı işbirliği ve karşılıklı yardım ilişkilerini kurmuşlar ve iyi ahlak ilkelerini halka yaymışlardır. Bunu Ahiliğin bir yan kolu ve uzantısı olan “ Yaren teşkilatı” aracılığı ile köylere dek götürmüşlerdir.

Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türkmen göçmenler, coğrafyanın benzerliği nedeniyle çoğunlukla Orta Anadolu bozkırlarını yaşam olarak tercih etmişlerdir. Göçebe kitlelerinin şehirlere yerleşmesini sağlamak amacığla çeşitli sanat ve meslekleri öğrenmelerinde Ahi teşkilatı önemli rol oynamıştır. Hatta bu teşkilatın kuruluş amaçlarından birinin de bu rolü getirmek olduğu söylenebilir. Böylece bir yandan sanat, toplum tarafından benimsenmiş, diğir yandan da toplum, sanat nimetlerinden yararlanmıştır. Ayrıca Ahi teşkilatı, göçmenler arasında iş, meslek ve sanat sahibi kişileri korumuş, onlara sanatlarını icra edebilecekleri imkanlar sağlamış, böylece sosyal ve kültürel hayata önemli katkılarda bulunmuştur.

Ahilerin sosyal hayata en önemli katkılarının biri de Türkmen kitlelerinin sosyal hayata zarar vermeden iskanlarını sağlamak olmuştur. Farklı kültürel değerlere sahip kitlelern karşı karşıya geldiği bir dönemde Ahi birlikleri, birbirlerine karşı çatışmacı bir tutum içinde olan grupları uzlaştırıcı, zayıflayan aşiret bağlarının yerine yerleşik yaşam değerlerini yerleştirici ve Bizanslılara karşı Türklerin çıkarlarını koruyucu rolleri ile Anadolu’nun toplumsal düzeninin korunmasını sağlamışlardır. Ahilerin sosyal hayata katkılarının yanı sıra İslamlaştırma faaliyetlerinde de önemli rol oynamışlardır. Aslında bu faaliyetler onların dini ve tasavvufi kültürlerinden kaynaklanıyordu. Bu nedenle fetihlere katılmışlar, özelikle istihbarat sağlamada önemli rol oynamışlardır. Ayrıca ordu gelmeden önce sefer güzergahındaki kilit noktaları ele geçirmişler, dervişler fethedilecek yerlerde halkın arasına karışarak onların gönüllerini kazanmışlar ve böylece ordunun gelişine zemin hazırlayarak devletin güçlenmesine ve bekasına katkıda bulunmuşlardır.

Ahilik kurumu, sosyal hayatın oluşumu ve düzenlenmesine olduğu gibi kültürel gelişmesine de katkıda bulunmuştur. Zira kurumun temel anlayışında insan bir bütün olarak ele alınmış ve her yönüyle eğitilip geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda yamak ve çırakların eğitilmesinde yalnızca yalnızca mesleki bilgilerin verilmesiyle yatinilmemiş, dini, ahlaki ve toplumsal bilgiler de verilmiştir. Ahi ahlakı, temelde Kuran ve Hz. Peygamber’in hadislerine dayanmaktadır. Osmanlı kültür tarihinde son derece önemli bir yere sahip olan Ahilik, kuruluşundan itibaren bütün gücünü başta gençler olmak üzere özellikle sanat erbabını bir örgüt etrafında toplayarak onları manevi ve ahlaki yönden eğitmeye ve yükseltmeye yönelmiştir. Meslek teşkilatı ve yaygın eğitim kurumu olarak ciddi anlamdaki ilk mesleki eğitim kurumu olma özelliğini gösteren Ahilik kurumunun faaliyet alanı, sadece mesleki saha ile ilgili olmayıp dini, ahlaki, toplumsal, kültürel ve siyasi fanksiyonları bünyesinde barındırmıştır.

ŞED KUŞATMA

Ahilik teşkilatının vazgeçilmez törenlerinden olan “Şed Kuşatma” töreni “Kırşehir Ansiklopedisi” örnek fasikülünde şöyle tanımlanıyor. Fütüvvet teşkilatı ve Ahi birliklerinde ustalık mertebesine ulaşan kişiye belgesi verilirken icra edilen geleneksel tören Arapça bir kelime olan “şedd” , kuşak, kemer, bağ, peştamal anlamına gelir. “Şed Kuşatma” Selçuklu ve Osmanlı esnafında bir usta yanında yamaklık, çıraklık ve kalfalık aşamasından geçtikten sonra ustalığa yükseltilen namzete verilen ustalık belgesi (diploma) sırasında icra edilen özel törene verilen addır.

“Şed Kuşatma”, Fütüvvet teşkilatında ve Ahi birliklerinde önemli bir tasavvufi ve folklorik gelenekti. Bu gelenekte “usta” olacak adayın ilk dönemi, ustanın yanında yamaklıkla başlar. Bunun çin 10 yaşında olan çocuklar, velisi tarafında ustayabir sanat öğrenmesi için verilir. Yamaklar, ustanın yanında mesleğin ince noktaları ile ilgili eğitim ve Ahi zaviyelerinde de dini, sosyal ve ahlaki bilgiler alırlar. İki sene ücretsiz yamaklık edenler, törenle çıraklığa yükselirler. Çıraklığa yükselme, usta ve babasının karşılıklı görüşmesi ve mutabakatı ile olur. Bu yükselme, baklava, börek ya da helvanın eşe, dosta ve komşulara ikramıyla duyurulur. Çıraklık dönemi ortalama 1001 gün sürer. Bu süre içinde çırak, ustasına itaat etmek, ustası da mesleğin inceliklerini ve iş hayatı ile ilgili bilgileri çırağa öğretmek zorundadır. Bu süreyi dolduran çırak, kalfa ve ustanın nezaretinde yapılan bir imtihanla kalfalığa yükselir. Fütüvvette ustalığa yükselecek kişiye “talib”, ustasına da “matlub” denir.

Üç yıl olan kalfalık döneminde eğitimlerini başarı ile tamamlayan kalfalar ustalığa yükselmek için Fütvvet Divan denen heyet önünde yapılacak imtahana hazırlanırlar. Talib, yol arkadaşarının nezaretinde, temizliğin ve tazeliğin bir işareti olarak önce hamama götürülür. Ardında saç-sakal tıraşı ettirilir. Bu arada heyacanını yatıştırmak ve onu cesaretlendirmek için kendisine öğütlerde bulunulur.

Şed Kuşatma töreni, bir erkan, usul ve teşrifat üzere icra edilirdi.

22 Eylülde Başlayan 38. Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramının ilimize bol kazançlar getirmesi dileğiyle başta ilimiz valisi ve Belediye Başkanı olmak üzere Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Bahamettin Öztürk’e de kolaylıklar dilerim.