Bu şehri, bu şehrin insanı inşaa etsin istiyoruz.
Alın teri ile, emeği ile, işgücü ile bu şehri şehrin insanı kazansın; ekmekleri, aşları çalınsın, sosyal güvenliksiz ortalıklarda kimsesiz bırakılsın istemiyoruz.
Yaralar sarılsın istiyoruz.
İşçilerin işgücü kayıpları verilsin,
Emeklilerin yetenekleri sosyal yaşama dahil edilsin,
Kadınlarımız oyalar işlesin, çiçekler büyütsün, üretsin istiyoruz.
Gençler sokaklarda türküler söylesin,
Az ötede şiirler okusun,
Olmadı, kitaplar, mecmualar, dergiler serpsin, hayata katılsın, sanatı öğrensin, düşündüğünü yaşama geçirsin.
Teknolojinin tüketicisi olmuş çocuklarımız; baharın en müjdeli habercisidir asıl onlar; topraklarda koşsunlar, çiçek bahçelerinde, başaklar arasında; eksinler, sulasınlar, yeşertip, mücadeleleri ile büyüsünler.
Kızlarımız; sesi akarsular gibi gür, ceylan bakışlı kızlarımız; geçip Kırşehir halkının karşısına, koro halinde Neşet Usta’nın türkülerini okusunlar.
Çiftçilerimiz eksin, çıkarsın buğdayı, buğdaydan un, undan ekmeğini yapsın,
Kırşehir markalaşsın;
Üretsin, çalışsın, kazansın.
Sözde, yetki de, karar da halkın olsun.
Bir tek ağacın, bir tek kuşun, doğanın kanadı kırılmasın, incinmesin teni memleketin,
Beton değil ağaç, ihale değil üretim, ayrılık değil beraber, yöneten değil emek veren, tok olan değil aç olan, gülen değil ağlayan, aşkın ve sevginin aktığı tüm bentlerin önü açılsın.
Tütsün bacaları fabrikaların,
Çalışsın çarkları,
Buram buram alın teri koksun memleket, bir tek çocuk bile yatağa aç girmesin.
İstersek olur,
Dayanırsanız kapılarına, bu soğuklarda fakiri fukarayı damlayan bacalarda, kömürsüz sobalarda bırakanların, keder biter; huzur olur, neşe olur, bereket olur, aş olur.
Martın sonu bahar; acılarınızı unutmayın, her umut dertlerimize derman olur.