31 Mart 2019 yerel seçimleri artık geride kaldı.
Seçim nedeniyle iyice gerilen sinirler yatıştı da rahat bir nefes aldık!
Türk siyaset tarihi açısından Kırşehir’e “Demokrasi Gazisi” ya da “Demokrasi Kahramanı” tanımlaması yapılır.
Neden mi?
Siyasi haksızlıklara ve baskılara boyun eğmediği için!
Oyunu namusu bildiği için!
İl iken ilçeliğe düşürülme cezası aldığı için!
Yıllardır bu hukuka aykırı cezanın ağır sonuçlarını çektiği için!
Birçok seçimde birbirinden çok farklı sonuçların yaşandığı Kırşehir’de bir yerel seçimde bunun bir örneğini daha gördük.
Kırşehir’in 1980 ihtilali sonunda yapılan yerel seçim tarihine bakıldığında bunu apaçık görebiliriz: Önce Anavatan Partisi, sonra sırasıyla SHP, MHP, AK Parti ve son seçimde CHP!
31 Mart yerel seçimleri pek çok ilde olduğu gibi Kırşehir’de de böyle bir sonuçla tamamlandı.
Görünen o ki, halk deyim yerindeyse ayağa kalktı ve “Yeter söz milletindir!” dedi.
Sonuçta kaybedenler, hayal kırıklığı yaşayanlar da oldu; kazananlar, emeklerinin karşılığını alanlar da oldu.
“Yükselirken çok dal kıranlar, inerken tutunacak dal bulamazlar” sözünün ne kadar anlamlı olduğunu herhalde en çok seçimi kaybedenler anlamıştır sanıyorum.
Seçimi kaybedenlerin bu sözlerden ders çıkarması gerektiği kanısındayım. Öyle ki “Biz niye kaybettik? Kafamıza niçin ve nerede tuğla düştü?” demelidirler.
Tabi seçimi kazananlar da ders çıkarmalıdırlar.
Niye mi? Kaybedenlerin düştüğü hatalara düşmemek için!
Seçimlere ilişkin birkaç tespit yapmak gerekirse, öncelikle dikkati çeken husus Kırşehir’e hiçbir parti liderinin gelmemesidir. Kimse bir açık hava mitingi yapmadı nedense…
Kim bilir belki onlar da Kırşehir’de alınacak seçim sonuçlarından umutsuzdu.
Kırşehir’in adı yerel seçimlere ilişkin ulusal değerlendirmelerde pek geçmedi. Ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimler sırasında yaptığı söyleşilerde birkaç kez kazanacağı iller arasında dahil edip “Kırşehir’i de alacağız” sözlerini istisna etmemiz gerek tabi. Onun dışında ne AK Parti ne de MHP bakımından Kırşehir adaylarının kazanacağına ilişkin kuvvetli bir görüş atılmadı nedense!
Ha bir de unutmadan, Kırşehir’de ulusal bazda yapılan bazı anketlerde CHP adayı Selahattin Ekicioğlu’nun isminin öne çıktığına ilişkin haberler de herkesçe dillendiriliyordu.
Herkes biliyor ki, AK Parti son yıllarda Kırşehir’de yapılan tüm seçimlerde giderek oy kaybediyor, milletvekili sayısı bile bire düşmedi mi!
Tabi CHP’nin 24 Haziran seçimlerinde uzun yıllar sonra bir milletvekilliği kazandığı ve oyunu arttırdığı da bir gerçek.
AK Parti ve CHP açısından bu tespitler göz önüne alındığında 31 Mart seçiminde ibre CHP lehine dönmüştü. Buna bir de tüm Türkiye’yi olumsuz etkileyen ekonomik kriz ve CHP’nin aday tercihi eklenince Selahattin Ekicioğlu Kırşehir’de rahat kazandı.
Bu vesileyle belirtmeliyim ki, Kırşehir’de on yıldır Belediye Başkanlığı yapan, üçüncü kez AK Parti’nin adayı olarak halkın karşısına çıkan, seçim çalışmasını baskın bir biçimde yürüten Yaşar Bahçeci’nin yanında Milletvekili Mustafa Kendirli haricinde AK Partili eski milletvekillerinden ve belediye başkanlarından kimseyi seçim çalışmalarında hiçbir şekilde göremedik desek yalan olmaz.
Öyle anlaşılıyor ki benzer bir durum geçen yıl yapılan milletvekili seçimlerinde de yaşanmış, AK Parti oy kaybına uğramış, iki milletvekilinden bir milletvekiline düşülmüştü.
AK Parti’deki kan kaybını görmeyip, hala yanlış politikalarını sürdürenler, basını çok seslilikten tek sesliliğe düşürenler aslında kendilerinin hazin sonunu da hazırlamış oldular!
Şehir hizmetlerinin belli yerlere yoğunlaştırılması, bazı mahalle ve bölgelerin ikinci plana atılması, seçimin kaybının ana sebeplerinden biri olsa gerek.
İkiziarası’ndaki Kent Park, Otogar ile Kuyubaşı pırıl pırıl olurken, kırık dökük yollarıyla hizmet bekleyen Çukurçayır, Bağbaşı, Akbayır, Hızırağa, Kuşdilli Mahallesi’nin kaderine terk edilmesine seçmen nasıl karşılık vermiştir sorusunun yanıtı bu bölgelerden gelen sandık sonuçlarından açıkça görülebiliyor.
Netice mi?
AK Parti Kırşehir’de kaybetti!
Şurada, burada kinayeli kinayeli üst perdeden ahkam kesenler, ukalalıkta zirve yapanlar, köylü-şârli ayrımıyla köy kökenli insanları ötekileştirenlerin boş ve ucuz lakırdıları da geride kaldı!
AK Parti’nin içinde de anlaşılıyor ki Yaşar Bahçeci’ye epey karşı olanlar, oy vermeyenler varmış. Sandık sonuçları ortada!
Ya bir de Belediye’de Yaşar Bahçeci’nin yanında sözde görev yapanlara ne demeli? Deyim yerindeyse Yaşar Bahçeci’nin kaybetmesi için ellerinden geleni yaptılar.
Ne iş yaptığı belirsiz, Kırşehirli bile olmayan ama Kırşehirlilere tepeden bakma hakkını kendinde gören, Kırşehirlileri Yaşar Bahçeci’ye muhbirlediği dilden dile konuşulan, Belediye çalışanlarını ezen, hor gören, kendi adamlarını Belediye’ye dolduran, adlarını anmaya bile değmez bulduğum adamlar ne yazık ki Yaşar Bahçeci’ye seçimi kaybettirdiler.
Tüm bunları alt alta topladığınız zaman Yaşar Bahçeci’nin kaybetme gerekçeleri ana hatlarıyla görülebilir.
AK Parti’den üç dönem Kırşehir Milletvekilliği yapan, Kırşehir’e yaptığı hizmet ve eserlerle tanınıp, sevilen Mikail Arslan bile bu durumu görmüş olmalı ki 9 Kasım 2018 tarihinde AK Parti’nin bir gençlik toplantısında endişelerini dile getirirken, şunları söylüyordu:
“Kibirle yol yürüyenler, ne oldum havası içinde olanlar, geldikleri yeri unutanlar, millete kabadayılık ve efelik yapanlar asla başarılı olamayacaklardır. Bir yerlerde tökezleyip kalacaklar. Bunları değerlendirerek milletle yan yana olup gecesini gündüzüne katanlar kazanacak…”
Eee, dost acı söylermiş!
Ben de bunları söylüyorum…
Bu acı gerçeğin uzun uzun yazılması gerekir ya, neyse!
Hata üstüne hata yaptılar, yaşananlardan ders çıkarmadılar!
Ama halk her şeyi görüyor ve biliyordu…
Biz Başkan Yaşar Bahçeci’yi görev yaptığı yıllar içerisinde hep destekledik, yanında yer aldık. Zaman zaman uyarmaya da çalıştık. Kendisinden kişisel hiçbir talebimiz de olmadı.
Yaşar Bahçeci’nin, bugün kendi sonunu da hazırlayan kişileri çeşitli müdürlük, danışmanlık sıfatlarıyla Belediye’ye rastgele doldurması, menfaatleri doğrultusunda dün düşman bugün güya dost olan Belediye dışındaki diğer insanlardan medet umması, yanlış uygulama ve işlerin de zeminini hazırladı.
Ancak yaptığımız uyarıları dikkate almadı nedense!
Yaşar Bahçeci Belediye Başkanı seçildiği ilk günlerde bana Belediyeyi söğüşleyen, haksız şekilde paralar kazanan, usulsüzlük yapan kişilerle ilgili bana dosyalar vermişti. Daha sonra ne oldu ne bitti bilemiyorum ama dosyada adı geçen kişilerle dost oldu, onları baş tacı etti, bizleri dışladı neredeyse.
Bakıyorum da aynı isimler şimdi de soluğu Başkan Selahattin Ekicioğlu’nun yanında almaya çalışıyorlar, yine kırk takla atıyorlar, Ekicioğlu ile köprüler kurmak için bir takım insanları devreye sokmaya çalışıyorlar. Dün iftira attıkları, yalan haberlerle yıprattıkları Selahattin Ekicioğlu’na utanmadan yalakalık yarışına girmişler bile.
Ama ben inanıyorum ki Selahattin Ekicioğlu ve çevresi bütün bu ayak oyunlarına gelmeyecektir.
Gelelim CHP’nin Kırşehir’de böyle bir zaferle çıkmasının nedenine…
En önemli etken, Başkan Selahattin Ekicioğlu’nun dürüstlüğü; ailesi ile birlikte yaptığı ticari faaliyetlerde güvenirliliği ve başarısı; gözünün, gönlünün tok olması; kibirli ve halka tepeden bakan bir insan olmaması; her siyasi görüşü etrafında toplaması…
Selahattin Ekicioğlu’nun CHP-İYİ Parti birlikteliğiyle başka bir ifadeyle Millet İttifakı’nın adayı olarak girdiği seçimde iktidar partisinin on yıllık Belediye Başkanının elinden belediyeyi alması kolay değildi. Ama Selahattin Ekicioğlu, İYİ Parti ile organize bir çalışma ile CHP seçmenini ortak paydada birleştirerek, CHP ve İyi Parti’nin 24 Haziran seçimlerindeki oyunu koruduğu gibi başka partililerden de oy alıp Yaşar Bahçeci ile oy farkını açarak seçimi kazanmasını bildi.
Yine bu noktada belirtmeliyim ki, Başkan Selahattin Ekicioğlu’nu, Kırşehir’deki sözde medyacıların engellemelerine, iftiralarına, haber yayınlamama ambargolarına rağmen Kırşehir’de bir tek “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi olarak biz yazdık, çizdik, destekledik.
Bütün bunları mesleğimize duyduğumuz saygıdan, çok seslilikten, tarafsız ve objektif olmaktan, Kırşehir’i ölümüne sevdiğimiz için, yaşadığımız Kırşehir için, değer gördüğümüz insanlar için yaptık.
Kırşehirliler bütün bu gerçekleri yakından biliyor.
Sonuçta Başkan Selahattin Ekicioğlu kazandı, Kırşehir ve Kırşehirliler kazandı.
Yaşadığımız olaylar. Yaşayacaklarımız…
Hepsini yan yana, yukarıdan aşağıya toplayabilirsiniz.
O zaman oturup düşünmemiz gerekir.
Eleştirilere tahammülü olmayanlar kaybediyor işte böyle…
Tahammülü olanlar ise ders çıkarıyor, başarıyor!
İşte Kırşehir, Türk siyasi tarihine yine örnek olacak bir seçim daha yaptı:
“Ben buyum” dedi.
“Ben Kırşehir’im” dedi.
“Beni tarihe sorunuz” dedi.
Daha ne yapsın Kırşehir!