2025 AİLE YILI

Bilindiği üzere, Cumhurbaşkanlığımızın önerisi ve himayelerinde 2025 yılı “Aile Yılı” ilan edilmiştir. Bu konu ile ilgili olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı hazırlanan projeleri ve etkinlikleri yürütmek üzere görevi üstlenmiştir.

Bu bağlamda 2025 yılı, ailenin korunması ve güçlendirilmesi için bir milat niteliği taşımaktadır. Biz de önümüzdeki yazılarımızda toplumun huzuru ve devamlılığı için son derece önemli olan bu konu üzerinde durmayı uygun gördük.

Aile; evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik, aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümüne denir. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü de aile kapsamı içindedir.

Aile veya ocak, denilen bu sosyal yapı toplumun en küçük birimi olarak kabul edilir. En küçük, yani “çekirdek aile” olarak adlandırılan bu topluluk; baba, anne ve çocuklardan oluşur. Çekirdek ailedeki çocukların kendi aileleri dışındaki bireylerle evlenmesiyle yeni bir çekirdek aile ortaya çıkar. Bu nedenle toplum, birbirine zincirleme akrabalık bağlarıyla bağlanmış en büyük ailedir.

Aile, asırlardır bizi var kılan, medeniyetimizi ayakta tutan en güçlü yapı taşıdır. Geleceğimiz, ailelerde kurulan sevgi, saygı, merhamet, hoşgörü ve güven üzerinde yükselmektedir. Bu değerlerle yoğrulmuş sağlıklı bir aile ortamı, geçmişle gelecek arasında bir köprüdür. Küresel ölçekte yaşanan değişim ve dönüşümler, aile kurumunun birliğini, refahını ve yapısını tehdit etmektedir. Bu nedenle bir toplum devamlılık arzusunda ise -ki bütün toplumlar için bu kaçınılmaz bir gerçektir- aileye önem vermek zorundadır.

Gelişen teknolojilerle aile içi iletişim azalmakta, aile bağları zayıflamakta, insanlar giderek yalnızlaşmaktadır. Özellikle gençlerimize yönelen sistematik girişimlerle kadim aile değerlerimiz hedef alınmakta ve anne ve babalık itibarsızlaştırılmaktadır. Ailelerin karşı karşıya kaldığı sorunların farklılaşması ve artması, ailenin korunması ve güçlendirilmesinin önemini daha da artırmaktadır.

Aile, geçmişten bugüne ülkemizin, milletimizin birliğinin, beraberliğinin ve devamlılığının teminatı olmuştur. Sağlam ve sağlıklı bir aile yapısı, huzurlu bireyler ve güçlü bir toplumun anahtarıdır. Bugün, aile yapısını korumak ve güçlendirmek toplumun da refahı ve devamı için en önemli sorumluluklardandır.

On İkinci Kalkınma Planında, “Kadın ve erkeğin evlilik bağıyla kurulan, milli ve manevi değerlerin taşıyıcısı olan ailenin her türlü zararlı eğilimden korunması, sağlıklı nesillerin yetişmesi, dinamik nüfus yapısının ve kalkınmanın istikrarlı bir biçimde sürdürülmesini teminen aile kurumunun güçlendirilmesi” temel amaç olarak belirlenmiştir.

Ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik politika ve uygulamalar, sosyal riskleri azaltmaya dönük başlıca kamu politikalarındandır. Değişen koşulları ve ortaya çıkan yeni sorun alanlarını göz önüne alarak ailenin ve toplumsal değerlerimizin korunması, güçlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik aile odaklı politika ve hizmetleri hayata geçirmek, bunların odağına aileyi koymak Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının her zaman en öncelikli hedeflerindendir. Ailenin korunması ve güçlendirilmesi, tüm kurumların topyekûn çabası ve ortak sorumluluğunu gerektirmektedir. Aile kurumunun karşı karşıya olduğu sorunları tespit etmek, tespit edilen sorunlarla ilgili çözümler geliştirmek tüm kurumların ortak hedefi ve sorumluluğu olarak değerlendirilmelidir. Aile yapısını, değerlerini ve işlevlerini etkileyen sorunların artmasına yol açan değişimleri tespit etmek, aileleri tehdit eden her türlü zararlı alışkanlık ve eğilimlere yönelik tedbirleri ele almak için kurumlar arasında iş birliğinin ve eş güdümün artırılmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu konuda devletin amacı, ailelerimizi modern çağın tehlikelerine karşı daha dayanıklı kılmak, kadim değerlerimizi yüceltmek ve ailenin önemine dair daha güçlü bir farkındalık oluşturmak olmalıdır.

2025 yılı boyunca, başta ilgili bakanlık olmak üzere kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri Türk aile yapısının temellerini koruyacak, ailede huzurlu bir ortamın sağlanması ve gelecek nesillerin bu huzurlu ortam içinde yetişmelerine olanak tanıyacak yenilikçi ve sosyal politikalar üretmek durumundadır. Bu sosyal politikalar hayata geçirilirken ailelerimizin birlik ve beraberliğini perçinleyen projeler ve faaliyetler olması beklenmektedir.

Biz de bu yılın ana temasının aile olması hasebiyle “ideal Türk ailesi” konusunda bir eğitimci olarak üzerimize düşen görevi lâyıkıyla yerine getirmeyi arzu ediyoruz. Bu haftadan itibaren önümüzdeki günlerde tarihi süreç içinde Türk aile yapısını incelemeye devam edeceğiz. En eski çağlardan alıp Türk ailesinin sosyolojik ve kültürel gelişimini ele alacağız.

Gelecek yazımızda buluşmak dileğiyle…