Büyük umutlarla girdiğimiz, ancak büyük hayal kırıklığı ve sıkıntı ile geçirdiğimiz 2020 yılını uğurlayarak 2021’e yine aynı dilek ve temennilerle girdik. 
Kırşehir olarak ne yazık ki son yıllarda ne devletten, ne de özel sektörden istediğimiz ve umut ettiğimiz yatırımları alamadık. 
Bırakın yeni yatırım almayı da, başlanan ve bitirilmesini beklediğimiz kamu bina inşaatları bile tamamlanmadı. Yarım yamalak duruyor.
İşte yaza yaza dilimizde pelesenk ettiğimiz Hükümet Binası ödenek yetersizliği gerekçe gösterilerek yurt yapılmak üzere Kredi ve Yurtlar Kurumu’na devredildi!
Çevre Yolumuz, Hızlı Tren, Tuzköy Havaalanı Yolu, Kırşehir-Aksaray Karayolu’nun duble yol olması, Termal Uygulamalı Otel ve Öğretmenevi İnşaatı, Meslek Lisesi inşaatı…
Hepsi yıllardır Kırşehirlilerin gündeminde. Ne yazık ki hiçbirisi yapılmıyor, çözümlenmiyor. 
İktidar partisi milletvekilleri ve temsilcileri bu sorunların çözümü konusunda da nedense bir şey söylemiyorlar. 
Onlar sanırım daha büyük işlerle uğraşıyorlar! 
Belki de “Kırşehir hizmete doydu!” artık sıra ilçelere geldi!..
Çiçekdağı’na Emniyet Müdürlüğü ile Hükümet Binası yapılması kararlaştırılıyor, 
Kırşehirliler olarak biz enkaza dönmüş kamu binalarının akıbetiyle, kaderiyle uğraşıyoruz ne güzel değil mi!
İşte AK Parti Ankara Milletvekili Mucurlu hemşehrimiz Hacı Turan’la Mucur Belediye Başkanı Atılgan Yılmaz el ele vermiş, Mucur’a 25 yataklı yeni Devlet Hastanesi, Millet Bahçesi, TOKİ binaları yapılması kararlaştırıldı. Mucur’un 50 yıllık su sorunu çözümlendi…
Peki Kırşehir’de yarım kalan kamu yatırımları ne olacak?
Kırşehir sen misin üç dönemdir AK Parti’ye verdiğin Belediye Başkanlığını CHP’ye veren! Cezalısın!
Artık iktidardan hizmet bekleme, avucunu yalarsın!
Bir daha muhalefete oy verirsen daha çok hizmet beklersin!
Evet, 2020 yılında koronavirüsle hayatımız alt üst oldu, yaşantımız değişti.
İnsanlar değişti, yürüyüşleri değişti!
Aylardır koronavirüs nedeniyle evlerine kapanan, sağlıkları bozulan yaşlılarımıza şöyle bakıyorum…
Hele bizim gibi yaşı 50’nin üzerinde olanlar mı abel şabel yürüyor!
Kimisi bel fıtığı, kimisi bacak ve bel kireçlenmesi, kimisi felç olmuş evde yatıyor!..
Kim bilir benim de topuk dikeni ve bel kireçlenme sıkıntım olduğu için herkesi öyle mi zannediyorum!
Neyse öyle ya da böyle ömür geçip gidiyor.
Günler, haftalar, aylar ve yıllar öyle hızlı geçiyor ki!..
Dönüp bakıyoruz ki dün biz çocuktuk, bugün yaşlandık.
Hiçbir şey yerinde durmuyor!
Evet, acısıyla, tatlısıyla, iyisiyle, kötüsüyle geride bıraktığımız 2020 yılı gerçekten hepimiz için çok zor bir yıl oldu.  
Özellikle koronavirüs ve ekonomi hepimizi derinden sarstı. Döviz kurundaki artışlar iğneden ipliğe her şeyin fiyatını arttırdı, insanların alım gücü düştü. 
Tabi ekonomide yaşanan sıkıntılar yetmezmiş gibi 2020 yılı başında Çin’de görülen ve kısa sürede yayılarak tüm dünyayı, ülkemizi ve ilimizi derinden sarsan koronavirüs hepimizi mahvetti. 
Hastalık nedeniyle umuma açık işyerleri aylardır kapalı tutuluyor, işyeri kiraları, SGK ve maaş ödemeleri başta olmak üzere pek çok giderini karşılayamadığı için iflas eden, işyerinin kapısına kilit vuran küçük esnaf ve sanatkârımız adeta kan ağlıyor.
2021 yılına girerken ülkemize Çin’den koronavirüs aşısı getirildi. Umarız artık insanlar aşılanır da bu hastalıktan kurtulur ve normal hayatımıza döneriz. Yoksa gerçekten bir yılın daha kayıp olarak geçmişine katlanamayız.
Diğer yandan ekonomide yaşanan sıkıntılar dolayısıyla işsizliğin arttığını hepimiz görüyor ve yaşıyoruz. 2021 yılından itibaren yeni asgari ücret açıklandı, 2825 lira oldu. Artan enflasyonla birlikte hayat pahalılığı hepimizi derinden sarsıyor. Çalışanlar ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntıları, işverenin iş yapamadığını gördüğü için bu rakama memnun olabilir, haline şükredebilir.  
Ya bu ücreti ödemek zorunda olan, bir yıldır koronavirüs nedeniyle inim inim inleyen küçük esnaf ve sanatkârların durumu?
Yanında çalıştırdığı bir kişinin maliyetinin 4 bin lira olduğu günümüzde Kırşehir gibi küçük bir ildeki esnaf ve sanatkârın kaç kişi çalıştırabileceğini bilen ya da düşünen var mı ki?
Doğru dürüst iş yapamayan, gelir ve giderini bile karşılayamayan, hatta yanında çalışan bir asgari ücretlinin aldığı parayı bile kazanamayan esnafın durumunu bilen var mı ki?
Şöyle Kırşehir’de birkaç esnafa gidin, sorun yeni asgari ücretle kaç kişi çalıştırabilir bir öğrenin. Yani iş yapamayan, satış yapıp para kazanamayan esnaf, tüccar ve sanayici bu rakamlarla kaç asgari ücretli insan çalıştırabilir ki?
Bunları da bir kenara bırakın koronovirüs nedeniyle işyerini kapatan, ya kapattırılan esnaf ve sanatkar daha nereye kadar dayanacak?
Özetle iş yok, satış yok, işsiz çok!
Çalışan da, çalıştıran da kendine göre haklı.
Hükümet 2020 yılında enflasyondaki hedefini tutturamadı, döviz kurlarındaki artış, vergi ve zamlar halkın alım gücünü hepten düşürdü. 
Yani anlaşılan o ki 2021 yılında toplum olarak hepimiz daha çok kemer sıkacağız. Başka çıkış yok!
Peki bizler kemer sıkarken, devlet sıkacak mı, ya da sıkıyor mu? 
Ben görmüyorum. Devletin bol keseden harcama yaptığını vatandaşlar görür de onlar boş durur mu? 
Ne demiş atalarımız “üzüm üzüme baka baka kararır”…
İnsanlar ekonomik kriz altında gelecek endişesi içinde ayakta durabilme mücadelesi verirken, diğer yandan asgari ücretle çalışıp, sanki hiç ekonomik sıkıntı yokmuş gibi hayatlarına devam eden öyleleri var ki.
Ben Kırşehir’de bunlara bazen hayıflanmıyor da değilim tabi.
Kredi kartı yaşam biçimi olmuş. Kartsız yaşayamıyor. Bir bankadan aldığı kredi kartını diğer bankadan aldığı kredi kartıyla ödüyor. Böyle olunca da borç katlanarak artıyor.
Giyimi, kuşamı, son model telefonu o biçim, ama borç batağından çırpındığının farkında bile değil!
Yine atalarımızın bir sözü vardır:
“Ayranı yok içmeye, taht-ı revanla gider …çmaya!..”
Aynen böyle!
Şöyle bakıyorum asgari ücretle çalışmasına rağmen, senden-benden daha şık giyinen, bol döküm yiyip içen, ama gırtlağına kadar borçlu olmasına rağmen, borcunu ödemeden, çalışmadan yan gelip yatan, çarşıda pazarda mahcup mahcup gezen nice zavallılar var bu memlekette…
Ya oturduğu evin kirasını ödeyemiyor, ya çocuklarına kılık-kıyafet, yiyecek alamıyor, ama her gün kafa çekmenin, lüks otomobile binmenin derdinde!
Yok böyle bir şey!
Hayat böyle devam etmez tabii…
Şöyle Kırşehir’e bir bakıyorum, asgari ücretin altında maaş alıp, kendi yağıyla kavrulan da var, ana babasının desteğiyle gül gibi geçinip ev-bark sahibi olan da…
Diğer taraftan devlet memuru olup, neredeyse iki asgari ücrete denk maaş alıp ta geçinemeyen, onu bunu dolandıranların da olduğunu yakından biliyoruz.
Evet, ülkemiz insanının büyük bir kesimi ekonomik sıkıntı altında zor günler yaşarken, umarım ülkemizi yönetenler 2021 yılını çok çalışarak ve sorunlarımızın önemli bir kısmını çözerler de halkı biraz olsun rahatlatırlar. 
Bu duygu ve düşüncelerle 2021 yılının ülkemize, milletimize ve Kırşehirimize hayırlar getirmesini, sorunlarımızın çözümlenmesini, sağlık ve mutluluk içinde geçmesini umut ediyorum. 
2021 yılı öyle bir yıl olsun ki, 2020 yılının tüm olumsuzluklarını bize unutturabilsin. Ülkemizi yönetenlerin de, Kırşehir’i yönetenlerin de kısır siyasi çekişmeleri bir kenara bırakıp, “ülke” ve “Kırşehir” menfaati üzerinde birleşip, tek yumruk olsunlar.
İsteklerimizin gerçekleşeceği bir yıl dileğiyle…

***

SEVDİĞİM BİR SÖZ

“Gerçekten büyük olmayan “büyük adamlar” çevrelerini küçük adamlarla doldururlar.” Steve Reich

***

BİRAZ DA GÜLELİM!...

65+ ı̇le uğraşmayın!

Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. 
Barın dışındaki büyük bir su birikintisinin önünde, elinde tutmakta olduğu sopasının ucundaki ipi suya sarkıtmış̧ vaziyette sırılsıklam bir yaşlı adam durmaktaymış̧. 
O sıra yoldan geçmekte olan bir genç̧ durur ve sorar: 
"Ne yapıyorsunuz?"”
“Balık tutuyorum” diye yanıtlar yaşlı adam. 
Yaşlı adamın haline üzülen genç̧: 
''Yağmurda kalmayın, içeri gelin ve benimle bir şeyler yiyin, için.” diye teklifte bulunur.
Barın sıcak ve hoş̧ ortamında içkilerini yudumlarken genç̧ adam sorar: 
"Bugün kaç tane yakaladın?"”
Yaşlı adam: 
“Sen sekizincisin!..”