2020'de Kırşehir için beklentim yok



Dili Türkçe olan Devlet-i Aliyye’nin (Osmanlı İmparatorluğu’nun) kuruluş kararının alındığı toplantının yapıldığı, Türkçe ilk üç eserin yazıldığı, Türk Dilinin Başkenti ve Ahilik teşkilatının kurulduğu merkez olan Kırşehir tarihten itibaren büyük yaşamış, büyük düşünmüştür.
Büyük yaşayan, büyük düşünen Kırşehir 1954 yılında Kırşehir’in Adnan Menderes iktidarı tarafından ilçe yapılmasıyla birlikte siyasilerin yanlış ve akıl almaz kararları ve kendini Kırşehir’in ileri gelenlerinden, iş adamlarından zanneden Kırşehir küçük olsun benim olsun diyen muhteremlerin şahsi, çıkar ve hevesleri yüzünden gelişememiş, kabuğunu kıramamıştır.
Aynen bataklığa düşüp, çırpındıkça batan insan misali, “Büyük işler için yaratılan elleri, küçük işleri yapamayan dev” gibi Kırşehir uçsa kuş yerine konmuyor, koşsa atlet yerine konmuyor, sessiz sedasız kaderine razı durumda seyreyleyip gidiyor, bakalım nereye kadar seyredip gidecek.
Yukarıda ki kısa bilgilerden sonra şahsım olarak 2020 yılının beklentimin olmadığını belirtmek istiyorum. Kırşehir için geçtiğimiz yıllardan farklı olacağını zannetmiyorum. “Al birini, vur ötekine” sözünde olduğu gibi giden yılda aynı gelen yılda aynı.
2019 yılında Kırşehir için tek değişikliğin 31 Mart Belediye Başkanlığı seçimlerinde iki dönem belediye başkanlığı yapan AK Partili Yaşar Bahçeci’nin yerine CHP’li Selahattin Ekicioğlu’nun belediye başkanı seçilmesiydi. Onun dışında herhangi bir değişiklik ve yenilik yok. Her şey aynı tas, aynı hamam.
Şimdi bakacağız ve AK Parti İktidarının Kırşehir’de belediye başkanlığı seçimlerini kaybetmesiyle Kırşehir’e bakış açısını. Acaba bu bir demokrasi yarışıdır üç dönem benim partim vardı şimdi CHP var diyerek durumu kabul edip, Kırşehir Belediyesine yardımcımı olacak ? veya ben yoksam ortalık tufandır anlayışına sahip olarak Kırşehir Belediyesi’ni ve Kırşehir İnsanını cezalandırma düşüncesinde mi olacak bekleyip göreceğiz.
Ancak geçtiğimiz dokuz ay on beş günlük sürede AK Parti İktidarının Kırşehir Belediyesinin elini, kolunu bağlayarak yardımcı olmadığını ve cezalandırdığını görmekteyim.
Aslında Kırşehir 1954 yılında Demokrat Partiye oy vermediği için ilçeliğe düşürülerek başka ile bağlanmış, ilçeleri ve köyleri elinden alınarak başka illere verilerek cezalandırıldığı için bu duruma alışkındır. Başka deyişle antrenmanlıdır.
Her şeye rağmen Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu'nun Başkan seçilmesinden sonra ilk bir yılını belediyeciliği öğrenme yılı olarak gördüğümü ve bir yıldan sonra hizmet atağına geçeceğini düşünüyor ve şahsım olarak en az kent park ayarında parkla birlikte Yaşar Bahçeci döneminde başlanmış projelerin bitirilmesini bekliyorum.
Kırşehir’den bir şey olmaz, Kırşehir-Ankara ile Kayseri arasına sıkışıp kaldığından kalkınıp, gelişemez anlayışını bırakmamız gerek. İllerin gelişmesi iki büyük illerin arasında kalmasıyla alakalı değildir. Demokrasiye inanarak, seçim sonuçlarını kabul ederek, siyaseti bir tarafa bırakarak, birlik ve beraberliği sağlayarak sadece Kırşehir için çalışırsak aşamayacağımız engeller, çözemeyeceğimiz problemler kalmaz ve Kırşehir gelişen, kalkınan şehir haline gelir.
Maalesef şimdiye kadar Kırşehir’de miadlı evrak gibi gelenek haline gelmiş olan eski hizmet binalarının yıkılarak yenilerinin yapılmalarının yatırım ve hizmet olarak gösterilmesi dışında çivi dahi çakılmamıştır. Her şey aynı tas, aynı hamam. İşsizliği azaltacak sanayi yatırımları ve kalkınma hamleleri yok. Her seçimlerde gündeme gelen hızlı tren ve hava alanı projelerinin esamesi okunmuyor.
Bu da gösteriyor ki günlerin gelip, geçmesinin takvim yapraklarının değişmesinin Kırşehir için fazla bir anlamı yok. Bu değişikliğin olabilmesi için Kırşehir olarak öncelikle “ biz yoksak tufandır, biz yoksak hizmet getirmeyiz “ anlayışının değişerek siyasi görüşü bir tarafa bırakarak kendi içinde birlik ve beraberliği sağlamalı ve ardından hükümet nezdinde girişimlerde bulunarak Kırşehir’ in sorunlarını halletmeli.
Bu yazdıklarıma sen inanıyor musun derseniz hayır derim. Seçimlerden bir hafta sonra iktidar partisinden bir milletvekilinin çıkıp, Kırşehir kararını verdi ve bizim için bitti, benim Kaman’ım, Mucur’um var gibi konuşma yapması ve geçmişte Kırşehir’ in başına gelenler beni olumsuz yönde düşündürmektedir.
Her seçimde aday olanlar “ Beni seçerseniz Kırşehir kalkınacak, uçacak, sanayi gelecek, işsizlik bitecek “ gibi sözlerle bizleri uyutur, seçilince söylediklerini ve Kırşehir' i unutarak sadece kendini düşünürler, adeta kibir abidesi olurlar, makamına gidemezsiniz, danışmanını geçemezsiniz, çayını içemezsiniz, size bir cep telefonunu verirler aradığınızda ulaşamazsınız ama numaraları görünmeyen bir hattan bayram, kandil ve nerede ne zaman, hangi kanalda konuşacaklarını bildiren mesaj atarlar, birde eleştirilerde bulunursanız sizi düşman ilan ederler selam vermezler, Geçmişte bunların örneklerini çok gördük.
Kırşehir önceki yıllarda olduğu gibi 2020 yılında her hangi beklentim yok. İktidarda veya muhalefette olmak fark etmiyor bizim kendi kendimize öz eleştiride bulunarak makamların kimseye kalmadığını gelip, geçici olduğunu düşünerek hareket etmeliyiz ve Kırşehir için elimizi taşın altına sokmalıyız.
OSB’ne yatırımcıların gelmesi için gerekli kolaylığın sağlanması, eğer varsa eksikliklerinin bitirilmesi ve yatırım yapacak iş adamlarının işlerinin takip etmeleri için günlerdir resmi dairelerde zaman geçirmemeleri için OSB içerisine açılacak büroda kısa zamanda halledilmesi için OSB’ ne iş takip bürosu açılması yatırım yapacak iş adamları için faydalı olacaktır.
Ayrıca Kırşehir’de faaliyet gösteren tüm fabrikaların problemlerinin giderilmesi ve daha fazla personel çalıştırılması için yardımcı olunması gerekmektedir.
Tabi burada yaklaşık dört bin personel çalıştıran Kırşehir’in göz bebeği Petlas’ın taleplerinin yerine getirilmesi, daha çok personel çalıştırması Kırşehir’in hayrına olacaktır. Eğer bu gün Kırşehir Merkezi olarak göç alıyor ve nüfusu artıyorsa birileri kendilerine pay çıkarmamalıdır. Bunun nedeni birisi yaklaşık yirmi iki bin öğrencisiyle, bine yakın akademik personeliyle ve bir o kadar personeliyle Ahi Evran Üniversitesi, diğeri Petlas’tır o nedenle Kırşehir Petlas ile kaynaşmalı her konuda kolaylık gösterilmelidir.
Küçük bir örnek Ahi stadyumunun kale arkalarında reklam tabelaları yok. Kale arkalarına boydan boya Petlas yazan tabelalar konulsa ne zararı olur. Petlas üçret verirse kazancınız olur vermezse yine kazancımız olur çünkü Petlas bizim göz bebeğimizdir. İnanın Petlas ve Ahi Evran Üniversitesi olmasa Kırşehir nüfus olarak küçülür gider yaşanmayacak hale gelir.
Ahi Evran Üniversitesinden bahsetmişken Allah nazardan esirgesin üniversitemiz gelişen, büyüyen ve tercih edilen üniversite olma yolunda çok büyük atılımlar gerçeklerdi, Kırşehir’e yapılacak projeler ve yatırımlar için Ahi Evran Üniversitesi gerçeğini kabul ederek, görüşlerini almamız kaçınılmaz gerçektir. Ahi Evran Üniversitesi ile birlikte hareket ettiğimiz zaman zor gibi görünen engellerin aşılması kolaylaşacaktır.
Yakinen biliyorum Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Vatan Karakaya’nın Üniversite bünyesinde tamamlamak üzere olduğu bazı projeleri Kırşehir’in gelişmesine, kalkınmasına ve göç almasına vesile olacaktır.
Ayrıca Kırşehir’ de ne hikmetse sebebini anlamadığım nedenle Kırşehir’in kendi insanı dışlanmış, garip ve sahipsiz kalmış, her zaman ezilmiştir. Hak ettiği halde, eline kimselerin su dökemeyeceği kaliteli beyinleri her zaman arka taraflara itilmiş, olur ya kaderin cilvesiyle bir yere gelen Kırşehirliler siyasetçilerin dümenleri sonucunda pasif görevlere getirilmişlerdir.
Kırşehir’de kendi insanının bu kadar dışlanması, itilmesi, arka plana atılması, pasifleştirilmesi bana Necip Fazıl Kısakürek'in
Vicdan azabına eş kayna, kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
dizelerini aklıma getirmektedir.
Kırşehirli de kendi memleketinde sahipsiz ve gariptir.
O nedenle inşallah yanılan ben olurum diyor ve şahsım olarak 2020 yılında Kırşehir adına olumlu beklentimin olmadığını belirtmek istiyorum. Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur sözünde olduğu gibi örnek geçtiğimiz yıllardır.