Yıllar ne çabuk geçti!
Bugün uğursuz 2019 yılına veda ediyoruz. Yarın da 2020 yılına “merhaba” diyeceğiz.
2019’a “Güle güle gitsin!” bile diyemiyoruz.
İçimizden “Defolup gitsin!” çığlığı yükseliyor.
Geçip giden 2019 yılında o kadar üzücü olaylar yaşadık, o kadar sıkıntı çektik ki... Bu kadar kötü ve sıkıntıların üst üste yığılıp çığ gibi yuvarlanarak üzerimize geldiği hiçbir yıl olmamıştı. “Tam bir karanlık ve istenmeyen yıl!” olarak defolup gidiyor artık.
Ülkemizin çevresinde dış güçlerin çevirdiği oyunlar, 4 milyonu bulan Suriyelilerin ülkemize gelmesi yaşanan ekonomik sıkıntılara adeta tuz biber ekti.
Türk insanı giderek fakirleşti, halkın alım gücü düştü. Hatta ekonomik sıkıntılar her kesime büyük darbe indirdi, işyerleri kapısına kilit vurdu, işsizlik arttı.
Yıllardır kapısını beklediğimiz Avrupa Birliği ile gemileri yakıp “Siz olmazsanız da olur” dedi ülkemizin yöneticileri.
Döviz yükseldikçe yükseldi, yükselmeye de devam ediyor. Uluslararası para yöneticileri yine seslerini yükseltip Türkiye’ye restini çektiler. Ülkemizde insanlar enflasyon canavarının önüne atıldı; memur, işçi emeklileri yine kaderine terk edildi. Yine sokaklarda dilenenlerin sayısı arttıkça arttı.
Siyasiler kendi maaşlarına binlerce, yüzde 25’lerde zamlar yaparken, emekliye ve çalışanlara yüzde 10’un altında zammı reva gördüler. Yandaş sendikalar temsil ettiği insanlara ihanet edip, sattılar. İktidarın acımasızlığına peşkeş çektiler. Acaba bundan sonra bu sendikalara üye olanlar, onların işaret ettiklerine oy verirler mi bilmiyorum. Verirlerse versinler, öyleyse daha kötü olsunlar diyemiyorum. Zira halk çaresiz kim oy vereceğini, neye oy vereceğini bilmiyor. Hepsi şaşırmış durumda.
Yıllardır umutla, ısrarla, inatla girmeyi beklediğimiz Avrupa Birliği’nden uzaklaşıp Ortadoğu’ya doğru yelken açtık!
Atatürk’ün hedef gösterdiği ilkelerden uzaklaşıp, ülkeyi yönetenler, ne yazık ki bu yolu görmezden gelip, başka yollara girdiler.
2019 yılı, çok kötü ve uğursuz karanlık bir yıl olarak hafızalarda kalacak. Hemen her gün şok haberlerle uyandık, yaşanan kötü olaylar, insanlarımızın sinir sistemlerini bozdu.
Siyasette, ticarette, adalette, emniyette hep hırçın, hep zor günleri ibretle izledik.
Ne kadar kötüydü, ne kadar acıydı!.. Allah bir daha böyle kötü yılları göstermesin.
Halkımızın zaten yoksulluk içinde olan önemli bir bölümü krizler nedeniyle, zamlarla, zulümlerle daha da fakirleşti. İşsizlik birçok insanımızı çıldırttı. İntiharlar ve cinayetler arttı.
Toplum; sinirli, öfkeli, kavgacı oldu! İnsanların böyle olmasının sorumlusu iktidarın icraatları gösterildi.
İktidarla muhalefetin kavgaları halkı kutuplaştırdı. Hatalı söylem ve tutumlar, beceriksizlikler, insanlarımızı kamplara böldü, kutuplaşmalar arttı, kardeşlik söylemleri husumete dönüştü!
Türkiye bir “Gerilim ülkesi” haline getirildi. Daha kötüsü olur mu?
Olur!
Bundan kötüsü bölünüp yok olmaktır! Ölümdür! Allah o günleri göstermesin. Allah isteyenleri sevindirmesin.
Zaten işimiz Allah’a kaldı.
Yeni yıl için bizim dileklerimiz iyi ama ülkemizi yönetenler ne düşünüyor, bilemiyoruz. İnşallah iyi olur, dileklerimiz bu yönde.
Yeni vergiler, yeni zamlar insaf ölçülerini aşan intikam duygularıyla yapılmış ağır yüklü ve zamlar yine vatandaşa bindirildi.
Nasıl mutlu, nasıl geleceklerinden umutlu olsunlar?
Biraz da Kırşehir’den bahsedin mi diyorsunuz, geleceğim tabii...
Evet, sevgili okurlarım...
Burası Kırşehir!..
Sanayisi olmayan, turizmden yoksun, sanayicisi, tüccarı can çekiştiren, küçük esnaf ve sanatkârı bitik, ilçe görünümündeki bir Kırşehir’de yaşıyoruz!
Tuzu kuru bir avuç insanın da etliye, sütlüye karışmadığı, hangi parti iktidara gelirse onun davulunu çalan, menfaati için kırk takla atan, çarşıya pazara çıkamayan, el içine giremeyen menfaatçilerin zuladan seyrettiği Kırşehir!..
2019 yılı Kırşehir için iflas bayrağının çekildiği, kaderine terk edildiği, hiçbir kamu yatırımlarıyla öne çıkamayan bir il olarak geride kaldı.
Temelleri atılmış, iş ihale edilmiş, işe başlanmış Valilik binası inşaatı, Uygulama Oteli ve Öğretmenevi inşaatları yattı. Müteahhitleri kaderine terk edildi, iktidar milletvekili bu konuda ne yapıyor bilmiyoruz.
Çevre yolu, ek hastane işleri unutturuldu.
Peki Kırşehirliler böyle bir durumda iktidar partisine niye oy versinler. Belediye’yi böylesi durumlardan kaybetmediler mi?
Bütün bunlar ne acı değil mi?
2019 yılında yapılan yerel seçimler, Türkiye’nin büyük illerinde olduğu gibi Kırşehir’de de belediye başkanlığını muhalefet partilerinin adayları kazandı.
Selahattin Ekicioğlu Millet İttifakı’nın adayı olarak çıktı ve AK Parti adayını 5 bine yakın oy farkı atarak Kırşehir Belediye Başkanı seçildi. Yani Kırşehirliler haksızlık karşısında susmadı.
Başkan Ekicioğlu seçildi, seçilmesine de büyük bir borç yüküyle karşılaştı. Şimdi Başkan Ekicioğlu bu borcu ödemek için her şeyden tasarruf ediyor, kıvranıyor. Ama karşısında onu çalıştırmayan, onu engelleyen, hatta elini kolunu bağlamaya çalışan bir iktidar partisi ve temsilcileri var! Ne kadar utanç verici değil mi?
Bütün bu olup bitenleri Kırşehir halkı yakından izliyor, görüyor ve ona engel olanları, hizmet yaptırmayanları da not ediyor. Tabi bunun hesabını ilk seçimlerde soracaklar gibi geliyor bana… Herkes böyle yorumluyor, böyle düşünüyor.
Kırşehirlilerin oylarıyla milletvekili olmuş, binlerce lira maaş alanlar artık utandıklarından olsa gerek Kırşehir’e gelemiyorlar. Seçimler sırasında sadece bakanlarla geliyorlar, arkalarında oturarak vaziyeti idare ediyorlar yılışarak, sırıtarak!
Kırşehirliler olarak kimleri seçmişiz, kimlere oy vermişiz yazık!
Bunları şimdi sormayalım mı?
Hani 2019 yılında Kırşehir’e getirdiğiniz yatırım ve hizmetler?
Biliyorum Kırşehir’den ve Kırşehirlilerden bıktınız, usandınız, görmek istemiyorsunuz! Haklısınız!
Kırşehirliler de inanın söz verip te yerine getirmeyen siyasilerden bıktı ve usandı. Sizleri görmek istemiyorlar. Yazık ettiniz Kırşehir’e. Sizleri aday gösterenlerin başını öne eğdirdiniz. Görev süreniz bitince insan içine çıkamayacak, Kırşehir’e gelemeyeceksiniz. Hatırlatması bizden.
Yeni yılda, 2020 yılında ülkemizin ve Kırşehirimizin üzerine yeni güneşler doğsun. İnsanlar huzur ve barış içinde yaşasın.
Buna o kadar muhtacız ki!
Bütün bunları, ömrü Kırşehir’in haklarını aramakla, savunmakla geçen gazeteci olarak yorumladım ve yazdım.
Böyle düşüncelerle, 2020 yılına “merhaba” diyeceğim yarın.