Bilmem ki nerden başlasam, nasıl başlasam!
Koskoca bir yıl daha geldi geçti.
Bireyler olarak hemen hep üzüldük...
Ve toplum olarak maalesef sevindirici olaylar yaşayamadık.
Ülkemizi yönetenler bizi hep üzdü. İnsanların yüzü gülmedi...
Uğurladık kötü ve kara geçen 2019 yılını...
Bu uğursuz 2019 yılında ülkemizde neler olmadı ki?
Bombalı saldırılarla, şehit ve gaziler verdik, trafik kazalarında, asansör facialarında, kadın cinayetlerinde, polis kurşunlarında yüzlerce insanımız can verdi.
Daha dün İstanbul’da bir üniversite öğrencisi kızımız yemek kartında parası olmadığı için canına kıydı.
Medyada her gün neler seyrettik, neler gördük.
Yaşadığımız bütün bu olayları kimlerin sahneye koyduğunu hayret ve ibretle izledik!
Kamu kuruluşlarında yaşananlar ise tam bir dramdı.
İnsanlar korku ve endişe içinde yaşıyor, insanlar burnunda soluyor, kimse yarınına güven duymuyor.
Geçmiş yılları hatırlayınız, memleketin içine düştüğü durum bu kadar hazin değildi.
Şimdi biz gelelim kendimize, Kırşehir’imize...
2019 yılı Kırşehir için boşa geçen bir yıl ve karanlık bir tablo olarak geride kaldı.
Geçen hafta uğurladığımız 2019 yılında Kırşehir büyümedi, küçüldü. Köylerimiz yıkıldı, viraneye döndü, ilçelerimiz beldeye döndü, beldelerimiz köy oldu. Kırşehir’in il genelinde nüfusu hızla düşmeye devam etti.
Seçimlerde yalvara yakara, araya adam düşürerek oy alıp milletvekili seçilenler Allah aşkına söylesinler, Kırşehir’e hangi kalıcı hizmeti ya da eseri getirdiler?
AKP’nin 17 yıllık iktidarı döneminde üç dönem Kırşehir Milletvekilliği yapan Mikail Arslan’ın getirdiği ya da kazandırdığı Ahi Evran Üniversitesi, Adliye Sarayı, Polis Meslek Yüksekokulu, Devlet Hastanesi, Sıdıklı-Sarıyahşi Köprüsü, okullar, yurtlar başta olmak üzere ilçelerimize getirilen bütün hizmetler onun eseriydi.
AKP’den seçilen, Milletvekili unvanı almış diğerlerinin hiçbir eser ve hizmetleri var mı? Yok tabi. Bunu Allah da biliyor, Kırşehirliler de biliyor, kendileri de biliyor, parti teşkilatları da biliyor.
İlin siyasileri neredeler?
Armas Otel ile Grand Terme Hotel’in yolu nedense bir türlü açılmıyor. Geçtiğimiz günlerde bu güzergâhta çalışmaları başlatan Belediye Başkanımız Sayın Selahattin Ekicioğlu iki oteli 2020 yılında mutlaka birbirine bağlayacaktır. Çünkü açılacak bu yolun mesafesi Akbayır Mezarlığı ile Turizm Otelcilik Meslek Lisesi arasında kalan sadece 300 metrelik bir mesafedir. Bu kadar kısa mesafeli olan yolun birkaç günlük çalışmayla yapılacağı da ortadadır.
Şu an görüyoruz ki başlanmış, bütün işler yarım ve kör topal devam ediyor. Nedense Bir türlü bitirilmiyor. Her taraf kırık dökük. Kırşehir sahipsizliğini iliklerine kadar yaşıyor.
İşte 2019 yılını da geride bıraktık.
Yıllar akıp gidiyor.
Kırşehir hizmete aç. Kırşehir termal turizmden mutlaka yararlandırılmalıdır. Turizmcilerin önünü açılmalıdır. Onlara sorun üreten, sorun çıkaran siyasiler, ilin atanmış ve seçilmişleri önyargılı olmamalıdırlar. Termal turizm için müteşebbisler bulunup Kırşehir’de yatırıma dönüştürülmelidir. Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu üç-beş otel için daha arsa üretip, altyapı hazırlamalıdır, bu Kırşehir için elzemdir. Buna mecburdurlar. Hizmet ve yatırımcı ancak böyle getirilir.
Yoksa Kırşehir kaybediyor. Gözlerine perde inmişler, gerçekleri görmeyen, şov ve gösterişlerle günlerini gün edenler, göreceksiniz onlar da Kırşehir’de kalmayacaklar ve bu şehri terk edip gidecekler bir gün... Bunun örnekleri dolu...
Çevremizde bir Nevşehir’e, bir Aksaray’a bakın. Nevşehir inanç turizmiyle, termal turizmiyle nüfusu artıyor, göç vermiyor. Milletvekili sayısı üçte kaldı. Aksaray’ın merkez nüfusu 300 bine doğru gidiyor.
Ya Kırşehir?
Bana yalan söyle yeni yıl!
Her şeyin daha iyi olacağını söyle 2020 yılı!
Bütün sorun ve sıkıntıların geride kalacağını, 2020 yılının ülkemiz için ve özellikle Kırşehir için parlak bir yıl olacağını söyleyin!
2020 yılı bana yalan söyle.
Yalan söyle ki bu memlekette kendimi mutlu hissedeyim.
Yalan söyle ki Kırşehir’in kalkınıp, büyüyeceğine inanayım.
Yalan söyle ki onca olumsuzlukların olumlu olduğuna inanayım.
Yalan söyle ki yıllarca “Kırşehir” diye yazdığım, çırpındığıma üzülmeyeyim.
Yalan söyle ki yıllarca “Kırşehir” için yazdığımın hiçbir anlam ifade etmediğine üzülmeyeyim.
Yalan söyle ki kendimi bu yalanların içinde sanmayayım.
Yalan söyle yeni yıl!
Yalan söyle 2020 yılı!
Bana yalan söyle...
İnandır beni, Kırşehir 2020’de parlak bir yıl geçirecek sanayım.
Bilir misin yeni yıl, yalanların renkleri varmış?
Beyaz yalan, güya zararsızmış. İnsanları sıkışık durumda kurtarırmış.
Mavi yalan varmış, sonsuz aşkın sadakatini söylermiş.
Pembe yalan varmış, geleceğin çok güzel olacağını söylermiş.
Kırmızı yalan varmış, can yakar, arkadan hançerlermiş.
Kara yalan varmış, kara çalarmış, utanmadan, sıkılmadan.
Eflatun yalan varmış, rahmetli Ahi Baba Mustafa Karagüllü gibi herkes için “İyi” dermiş.
Sarı yalan varmış, çatacak, adam ararmış asabi, sonradan görme, geçimsiz, kavgacı, çok bilmiş, dediğim dedik dermiş.
Sen bana hepsinden söyle yeni yıl, 2020 yılı...
Yeter ki beni bana gösterme...
Üzülürüm, elem duyarım kendime. Kırşehir için yazdıklarıma...
Sakın bana yalanlarını gerçekmiş gibi söyleme, ağır gelir kaldıramam, ağlarım, dayanamam kendime ve Kırşehir’e...
Sen bana her yıl yaptığın gibi yine söyle!
Göreceğim 2020 yılının sonunu inşallah. O zaman senin yalanlarına tüküreceğim, “ beni yalanlarınla kandırdın, avuttun” diyeceğim. “Kırşehir yine kaybetti” diyeceğim.
Her gelen yılın iyi olacağını, Kırşehir’in parlak bir yıl geçireceğini, yaşayacağını söyleyenler nerdesiniz?
Hep sırra kadem bastınız, yok oldunuz ortadan. Makam ve mevkilerinizi kendi çıkarlarınız için kullanıyorsunuz.
“Sana ne, her gün, her yazında Kırşehir’i yazıyorsun mu” diyorsunuz!
Haklısınız, yıllarca “Kırşehir” diye yazdım. Kırşehir’in sorunlarını kaleme aldım, gündemde tuttum. Görev bildim, başkaları gibi çıkarım için kalemimi satmadım.
Başkaları gibi siyasilerin eteğine yapışıp, onursuzca dolaşmadım. Ben bu memleketin ekmeğini yiyor, suyunu içiyorum. Basın olarak, bir gazeteci olarak memleketimin sorunlarını dile getirmek benim görevimdir, ben de öyle yaptım, pişman değilim!
Benim mesleğimden olup ta adıyla bir yazı yazabilenleri gördünüz mü? Yazamazlar, kimseyi eleştiremezler. Çünkü çıkarları var!
“Tarih ve kültür şehri” diye övündüğümüz bu memlekette kazanıp da, etliye, sütlüye karışmayan sütre gerisinde yaşayanlar, asıl onlar acınacak durumdalar. Onların her türlü sosyal faaliyetlerine, kimse gitmiyor, cenazelerine doğru dürüst kimse katılmıyor, yalnızları oynuyorlar, görüyorsunuz işte...
Yıllar geçip gidiyor, onları Kırşehir’in hangi meselesinde görüyorsunuz?
Ne acı ki gerisi lâf-ı güzaf olsa gerek...
Kırşehir için hiçbir işe yaramayan iktidarın eski ve yeni milletvekilleri neredeler?
Neredeler söyleyin.
“Eserler kazandırdık Kırşehir’e” desinler.
Göstersinler Kırşehir’e getirdikleri hizmet ve eserleri...
Doğru söylemiyorlar, yapamıyorlar, yapamadılar...
Yalanlarına biraz daha yalan katıp dillendirsinler. “Yalan, yalan yalandı, her şey hepsi yalandı” desinler...
“Yalan söyledik yıllarca” desinler. “Üttük oynamıyoruz” desinler.
İşte o zaman doğru yaptıklarına inanır Kırşehirliler.
Ben yeniden uğurladığımız 2019’u bırakıp şu 2020’de karanlığa gömülmüş Kırşehir’e bir bakmak istiyorum son kez, nasıl gözüküyor?
Merhaba 2020 yılı...
Bana yalan söyle yeni yıl...
Bana yalan söyle 2020 yılı...
Ben de senin adını “yalan yılı” koyayım gitsin.
Evet sevgili okurlarım, değerli Kırşehirliler, duygularım beni nereden nereye götürdü, neler yaşattı anlatamam.
Yine de yeni yıldan umutlanmak istiyorum. Ülkemiz adına, Kırşehir’imiz adına. Demokrasimiz adına. Atatürk’ün Türkiye’sini, çok sesliliği, özgürlüğü, barış ve kardeşliği özümsemek istiyorum.
Geçip giden yıllar bizi de yaşlandırdı.
Bugün 68’inci yaşımın içindeyim.
Daha dün gibiydi hayallerimiz vardı tozpembe.
Umutlarımız vardı dağlar gibi...
Sevgimiz vardı bitmez, tükenmez.
Bu ölümüne sevdiğim “Kırşehir” için çok kalemler tükettim.
Yıllarca yazdım, “Kırşehir” dedim.
Haksızlıklar karşısında susan dil olmadım, olamadım.
“Kırşehir” dedim.
İnşallah 2020 yılı, geçip giden yıllar gibi boş bir yıl olmaz.