Hakkâri ile Şırnak’ın ilçeliğe düşürülmesi gündemdeydi ya… Muhalefetin de isteğine uyarak hükümet geri adım atmış ve bu işten vazgeçmiş görünüyor. Yani Hakkâri ve Şırnak il olarak kalacak.

Hakkâri ile Şırnak’ın ilçeliğe düşürülmesi gündemdeydi ya…
Muhalefetin de isteğine uyarak hükümet geri adım atmış ve bu işten vazgeçmiş görünüyor. Yani Hakkâri ve Şırnak il olarak kalacak.
Biz Kırşehirliler aynı acıları yaşamış, il iken ilçeliğe düşürülen bir ilin mensupları olarak biliriz ne kadar zor olduğunu…
Ama Hakkâri ile Şırnak bırakın il iken ilçeliğe düşürülmeyi, çoktan köy olmayı bile hak etmişlerdi. Zira onlar Cumhuriyetini ilânından önce de, sonra da bugüne değin Türkiye Cumhuriyeti’ne başkaldırmış, Anadolu’dan oraya askere giden vatan evlatlarını yıllardır şehit edilmesine ses çıkarmıyorlardı.
Şimdi bunlar ilçeliğe düşürülmek istenmesine tepki gösteriyorlar. Bunlara sormak lâzım. Çukurca’da, Yüksekova’da Şemdinli’de, Dağlıca’da nice ana kuzuları şehit edilirken neden tepki gösterip, ses çıkarmıyordunuz? Vatan severliliğiniz nerede?
Onları şehit ettiler, Türk Milleti’ne silâh çektiler, yani bu vatana ihanet ettiler.
Belki Hakkâri ve Şırnaklılar bu duruma karşı çıkabilirler. Ancak yaptıklarını unutuyorlar. Hükümet onlara yol yapıyor, havaalanı açıyor, bunlar ise iş makinelerini yakıyorlar.
Daha hâlâ bu devlete ihanet içindeler. Hükümet her türlü tasarrufu yapmakta serbesttir. Ancak herkes aklını başına almalı!
1954 yılında, yani ben 2 yaşında iken Kırşehir, Demokrat Parti iktidarına oy vermediği için cezalandırılma yoluna gidip il olmayan Nevşehir’e bağlanması için kolları sıvamıştılar.
Demokrat Parti bir kere kafaya koymuştu, Kırşehir’i il iken ilçeliğe düşürmeye…
Üstelik Kırşehirli diyebileceğimiz Çiçekdağlı Ankara Milletvekili Adalet Bakanı Osman Şevki Çiçekdağı’nın hazırladığı kanun teklifiyle Kırşehir’in ilçeliğe düşürülerek Nevşehir’e bağlanması plânlanıyordu. Ne kadar acı ve hazin!
Millet Partisi Genel Başkanı Kırşehirli Osman Bölükbaşı ve Millet Partililerin o kadar yalvarıp yakarmalarına aldırış etmeyen Demokrat Parti ve onun genel başkanı Adnan Menderes bu tutumundan vazgeçmemişti bir türlü.
1954 yılında Kırşehir’in ilçeliğe düşürülmesi Meclis’te görüşülürken Kırşehirli Osman Bölükbaşı “Yapmayın, etmeyin, bir Arap için Arabistan’ı yakmayın. Bu tutumunuzdan vazgeçin. Ben bugünden itibaren milletvekilliğinden istifa edeceğim, politikadan da çekileceğim” demişti.
Hatta Demokrat Parti iktidarının Bölükbaşı’na inat, aslen Çiçekdağlı olan Demokrat Parti’den Ankara Milletvekili seçtirip Adalet Bakanı yaptığı Osman Şevki Çiçekdağı’na hazırlattığı kanun teklifi Meclis’te görüşülürken, salonun bir köşesinde yılışarak gülüyormuş Osman Şevki Çiçekdağı!
Osman Bölükbaşı da “Ey memleketin gafil evlâdı, güleceğine ayağa kalk ta cevap ver. Memleketin boğazlanıyor, sen gülüyorsun. Hainliğini ortaya koydun. Ceddine sövdüreceksiniz yıllar yılı” diyerek tepki gösteriyor.
Hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ana muhalefet partisi olarak görev yapan Cumhuriyet Halk Partisi ve onun genel başkanı İsmet İnönü de “Yaptığınız anayasal suçtur. Kırşehir’in ve Kırşehirlilerin böyle bir olaya maruz kalması onulmaz yaralar açar. Gelin vazgeçin Kırşehir’i ilçeliğe düşürmeyin” diyor.
Ama Başbakan Menderes ve hükümetinden ve özellikle Adalet Bakanı Osman Şevki Çiçekdağı’ndan da tık yok, onun teklifi ile Kırşehir il iken ilçeliğe düşürülüyor ve ilçeleri olan Mucur’u, Hacıbektaş’ı, Kozaklı’yı, Avanos’u Kırşehir’le birlikte yeni il yaptıkları Nevşehir’e, Kaman’ı Ankara’ya, Çiçekdağı’nı Yozgat’a bağlıyorlar.
Öyle ki Demokrat Parti Malatya’nın İsmet İnönü’ye oy verdiği gerekçesiyle yine aynı yıl, yani 1954 yılında Malatya ilinin yarısını bölüp Adıyaman ilini kurmuşlardı.
“Haydi İsmet Paşa, bundan sonra Malatyalılar da sana ve partin CHP’ye oy versinler de görelim!” diyerek Malatya ilini de ikiye bölmüşlerdi. Yani İsmet Paşa için de Malatya’yı cezalandırmışlardı. Zaten Kırşehir’i tamamen öldürmüşlerdi.
Kırşehir’in ayağa kalkacak hali kalmamıştı. Ancak son yıllarda Ak Parti’nin hizmetleriyle az çok yatırım alıp ayağa kalkabildi. Fakat bu da hâlâ kâfi değil.
Demokrasi mücadelesi veren Kırşehirliler böylesi acıları yaşamıştı. Bütün bu acı olaylar Kırşehirlileri derinden üzüntüye boğmuştu. Hatta o tarihlerde çocukları olan aileler nüfus cüzdanlarına “Nevşehir” yazdırmamak için iki-üç yıl nüfusa kayıt ettirmemişlerdi.
İktidar büyük bir intikam duygusuyla hareket edip, Kırşehir’i cezalandırmıştı.
Kırşehirliler günlerce Ankara’ya gidip geliyor. Hatta bugünkü Ahi Stadyumu’nun olduğu yerdeki Millet Bahçesi’nde kadınlı-erkekli binlerce kişi toplanıyor, Demokrat Parti iktidarına intizar ve beddua ediyor, gözü yaşı döküyorlar.
Kırşehirlilere üç yıl acı ve ızdıraplar yaşatan devrin iktidarının başbakanı Adnan Menderes 1957 yılında yaptığının “fahiş hata” olduğunun farkına vararak yeniden il haline getirse de Kırşehir yediği bu darbe ile 60 yıldır belini doğrultamamıştır. İlçelerini kaybetmişti. Ondan sonra hep iktidarların yanında yer almıştır. Ama yine de bir türlü kalkınıp büyüyemedi. Sürekli nüfusu azalıyor. Milletvekili sayısı ikiye düştü.
Yine 1960 yılında bir kış günü Adnan Menderes başbakan sıfatı ile Kırşehir’e geliyor. Üç gün Kırşehir’de kalıyor ve adeta yalvarıyor “Sizi yeniden il haline getirdik Kırşehirliler. Sizinle barışmaya geldim. Kabul ederseniz sizin hemşehriniz olmak istiyorum” demişse de o günkü Millet Partili Belediye Başkanı Vehbi Demir’e dışarıdaki Kırşehirlilerin baskıları ile Adnan Menderes’in çok istediği hemşehrilik payesini vermemişlerdi.
Menderes üç gün sonra Kırşehir’den ayrılıp Ankara’ya döndükten sonra gazeteciler soruyor: “Sayın Başbakan Kırşehirlilerle barıştınız mı? Kırşehirlilerin hemşehrisi oldunuz mu?”
Menderes cevap veriyor, “Hayır. Yunanlılarla barıştık, ama Kırşehirlilerle barışamadık” diyerek üzüntülerini ifade ediyor, Kırşehir’e yaptığı o tarihi hatayı unutarak…
Evet, Kırşehirliler Atatürk’ü Cumhuriyeti ilânından önce de sonra da, Meclis’i toplamak için Heyeti Temsiliye üyeleriyle birlikte Kırşehir’e gelen Atatürk’e tam destek vermiş ve hep onun yanında yer almış, devletine, milletine bağlı, Anadolu’nun tarih ve kültür şehri bir kentti. Sadece kabahati kendi bağrından çıkan, bir parti lideri olan Osman Bölükbaşı ve onun partisine oy vermekti.
Bugün herkes görüyor ve biliyor ki 40 yıldır, hatta Cumhuriyet’in ilânından bugüne kadar bu devlete başkaldıran, oylarıyla hükümetlerin karşısında olan hiçbir il cezalandırılıp ilçe yapılmadı. Ama Güneydoğu’daki şu illerin yaptıklarını her gün izliyoruz.
Doğu ve Güneydoğu’daki pek çok il devletin bütün yatırım ve hizmetlerine rağmen, bu hizmetleri almalarına rağmen bu hizmetleri yakıp yıkmalarına rağmen hiçbir zaman cezalandırılma yoluna gidilmediği de bir gerçektir. Ak Parti iktidarı ayırım yapmadan bütün illere çok hizmetler götürdü. Ama Güneydoğu’daki iller bunu inkâr ediyor.
Kırşehirliler devletine, milletine, vatanına ihanet etmediler. Seçimlerde hür iradesiyle baskı ve zulümlere boyun eğmeyerek bağrından çıkan hemşehrileri Kırşehirli Osman Bölükbaşı’ya oy verdikleri için Demokrat Parti tahammül gösterememiş, Kırşehir’i cezalandırma yolunu seçmişti. Sonuç ta pişman olmuşlardı, ama iş işten geçmişti. Olan Kırşehir’e olmuştu, Bugün hangi partinin lideri kendi memleketinde aday olup da tamamına yakınının oyunu almayan lider var mı? Kırşehirlilerin de yaptığı da böyleydi.
Hürriyet ve demokrasi uğruna çok çileler çeken Kırşehirliler adını “demokrasi gazisi” olarak tarihe yazdırmışlardı.
Hakkârililer, Şırnaklılar devletine zarar vereceklerine, devletin ve hükümetlerin yanında yer almış olsalardı bugün kalkınıp büyürlerdi. Böyle bir durumu sanırım yaşamayacaklardı.
Güneydoğu’daki başta Diyarbakır olmak üzere Hakkâri, Şırnak ve bazı iller kent merkezinde tüneller kazarak PKK’ya yardım ve yataklık yapmışlar. Daha birkaç ay önce polisimize ve askerimize bombalarla saldıran PKK’lıları temizlemek için günlerce savaştığımız o günleri bu millet unuttu mu?
Daha Hâlâ PKK hainliğini sergilerken, FETÖ terör örgütüyle de ittifak halinde olduklarını açıklıyorlar Doğu ve Güneydoğu’daki insanlar… Yani ha PKK, ha FETÖ. İkisi de Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için fırsat kolluyorlar. Ülkede terör estiriyorlar. Bölücü hainlere daha hâlâ yardım ve yataklık yapıyorlar.
Bunları destekleyenlerin, bunlarla hareket edenlerin topuna lanet olsun. Hepsi hain, hepsi şerefsizler güruhu… 23.08.2016