Bozlak kültürümüzün büyük ustalarından Halk Ozanı Muharrem Ertaş’ı 38 yıl önce kaybetmiştik.

Abdallık geleneğinin ve Bozlak kültürünün en önemli isimlerinden olan Muharrem Ertaş, 1913’te Yağmurlu Büyükoba’da dünyaya geldi. Halk müziğine söz ve saz açısından büyük katkılar sağlayan Muharrem Ertaş, 3 Aralık 1984’te Kırşehir’de hayatını kaybetti.

Muharrem Ertaş’ın vefatının 38. Yıldönümü nedeniyle Kırşehir Belediyesi bir anma programı düzenlenecek. 6 Aralık 2022 Salı günü Neşet Ertaş Kültür Sanat Merkezi'nde saat 19:00’da Kırşehir Belediyesi Abdallar Topluluğu ve sanatçı Ender Balkır tarafından verilecek olan konserle Büyük Ozanımız Muharrem Ertaş’ı anılacak.

Program ilgili bir açıklama yapan Başkan Ekicioğlu, 3 Aralık 1984 tarihinde aramızdan ayrılan Büyük Bozlak Ustası Muharrem Ertaş’ın Türk Halk Müziği’nde Anadolu’da ve Dünyada bir ekol olduğunu belirterek, “Bozlak kültürünün en önemli üstadı olan Muharrem Ertaş, başta oğlu Neşet Ertaş olmak üzere birçok kişiye de örnek olmuştur. Büyük saz ve söz üstadı Muharrem Ertaş, kökü yüzyıllar öncesine dayanan Anadolu Abdal geleneğinin en önemli temsilcilerinden biri olarak tarihteki yerini almıştır. Oğlu Neşet Ertaş'ın babasını, ‘Muharrem Ertaş bir gönül delisi, bir insan velisi idi.’ şeklindeki tarifi bizlere çok şey anlatmaktadır. Muharrem Ertaş, mütevazı yaşam biçimi ve Türküleriyle, hayatın güzelleşmesi adına bahsettiği gerçekçi ifadelerle, eşsiz sesi ve sazıyla bu gelenek içinde çok ayrı ve özel bir yere sahiptir” dedi.

Öte yandan İstanbul Esenler Belediye Başkanlığı da abdallık geleneğinin ve bozlak türünün en önemli isimlerinden olan Muharrem Ertaş’ı vefatının 38. yıl dönümünde anacak.

Muharrem Ertaş’ı anma programı bugün akşam saat 19.00’da Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde başlayacak.

MUHARREM ERTAŞ KİMDİR?

1913 yılında Yağmurlu Büyükoba köyünde başlayan yoksul ve çileli hayatı, Kırşehir'in Bağbaşı mahallesindeki yoksul gecekondulardan birinde noktalandığı 3 Aralık 1984’te 71 yaşındaydı.

Muharrem Ertaş'ın asıl ustası Yusuf Ustadır. Yusuf Usta yörenin anonim ezgilerinin yanı sıra, daha çok Toklumen’li Aşık Sait'in (1835-1910) şiirlerini ustaca çalıp söyleyen ve bütün bunları Muharrem Ertaş'a öğreten yörenin en ünlü saz ustalarından biridir.

Muharrem Usta, 1984 yılının 3 Aralık günü yine yoksul ve sessizce öldü. Dünya durdukça sesi gök kubbemizde yankılanacak bir sanatçının "Garip" ölümüydü bu. Son sözleri gerisini tamamlayamadığı "sazımın emaneti..." oldu.

Henüz küçük bir çocukken köylerde sünnet ve düğün törenlerinde, bayramlarda saz çalarak dolaşmaya başladı. Orta Anadolu geleneksel halk müziğinden geniş bir repertuvarı vardı.

Bozlakların yanı sıra halay türünün de örneklerini çalıp söyledi; Karacaoğlan, Şeyh Galip, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu'nun deyişlerini seslendirdi. Bazen de “Usandım şu yalan dünyadan Aydost” çığırmasında olduğu gibi dinsel içerikli türküler söylemiştir.

Ses genişliği, rengi ve tınısının yanı sıra, gırtlak nağmeleri, çarpma, titretme ve trilleri, kendine has ses kullanma teknikleri ve bütün bunların yanı sıra kullandığı yiğitçe eda ile Muharrem Ertaş, gelmiş geçmiş en büyük bozlak okuyucusu olarak kabul edilir.

Oğlu Neşet Ertaş, babasından aldığı eğitimle son yüzyılın en büyük ozanlarından biri olmuş ve Türk halk müziğinde bir ekol olarak kabul edilmiştir. Neşet Ertaş ise babası hakkında yaptığı her söyleşide “Muharrem usta” diye hitapta bulunur.

Muharrem Ertaş'ın mezar taşında şu sözler yer alır:

İşte geldim, işte gittim.

Güz çiçeği gibi bittim.

Yalan dünyada ne iş tuttum.

Ömrüceğim geçti, gitti.

(HABER: BEYHAN BALLI)